Gündem

CHP'li Bakan: "Ali Yerlikaya’nın adreslerinde bulamadıkları Suriyeli sayısını açıklamasının ardından, göç krizinin nasıl kontrolden çıktığı bir kez daha tescillenmiş oldu"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göçle ilgili yaptığı açıklamalara yönelik değerlendirmelerde bulundu. Bakan, "Sayın Ali Yerlikaya’nın adreslerinde bulamadıkları Suriyeli sayısını açıklamasının ardından, göç krizinin nasıl kontrolden çıktığı bir kez daha tescillenmiş oldu" ifadelerine yer verdi.

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göçle ilgili yaptığı açıklamalara yönelik değerlendirmelerde bulundu. Bakan, "Sayın Ali Yerlikaya’nın adreslerinde bulamadıkları Suriyeli sayısını açıklamasının ardından, göç krizinin nasıl kontrolden çıktığı bir kez daha tescillenmiş oldu" ifadelerine yer verdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göçle ilgili açıklamalarını eleştirdi. Bakan, Yerlikaya'nın bir programda yaptığı açıklamalara yönelik "Tüm bu başarısızlıktan bir başarı hikayesi yazma gayretleri, göçmen sorununu çözemeyeceklerini net olarak gösteriyor" ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti:

"Adres bilgisini güncelleyen Suriyelilerin adresleri, daha önce kayıtlı oldukları ilde ve mahallede mi yoksa farklı bir il ya da mahallede mi? Bunun bilgisi henüz paylaşılmadı. Bu çok önemli. Çünkü il değişikliği, yol izin belgesi olmadan yapılamaz. Eğer adres değişikliği il bazında olduysa bu kaçak hareket edildi demek. Yani sorun, adresinde olmayan Suriyelilerin adres güncellemesiyle çözülmüyor. Bunun tüm detaylarıyla araştırılıp irdelenmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor.

"Sayın Ali Yerlikaya, program boyunca kendi dönemini aklama gayreti içinde"

Sayın Ali Yerlikaya’nın adreslerinde bulamadıkları Suriyeli sayısını açıklamasının ardından, göç krizinin nasıl kontrolden çıktığı bir kez daha tescillenmiş oldu. Kamuoyunun ciddi tepkisinden sonra, durumu kurtarmak için bir televizyona kanalına çıktı ancak yine göçün beraberinde getirdiği hem milli güvenlik tehditlerini hem de sosyo-ekonomik ve demografik tehditleri görmezden geldiği ve tam olarak PR tadında bir yayınla itibarını kurtarmaya çalıştı. Açıklamaları kendi Bakanlık dönemine o kadar odaklı ki, ülkemizin içinde bulunduğu ve her geçen gün daha da derinleşen göçmen krizini anlatırken, sanki kabine değişikliği değil de hükümet değişikliği olmuş gibi bir havada... Ayrıca program boyunca Cumhurbaşkanı'na düzenli aralıklarla dizdiği methiyelerle de yine kendi dönemini aklama gayreti içinde.

"Madem her şey bu kadar yolunda, yaşanan bunca sorunun kaynağı nedir"

Tüm dünyada bulunan Suriyeli sayısının yarısının ülkemizde bulunmasının normal karşılanması, 'daha ekonomik' oluyor diye charter uçuşlarla kaçakları geliş ülkelerine göndermenin öve öve anlatılması, sınır güvenliğinde hiçbir sorun olmadığının iddia edilmesi, göçmen kaçakçılarının araçlarına el konulurken 2 bin 150 göçmen kaçakçısına adli kontrol uygulanması kara mizah gibi. Madem her şey bu kadar yolunda, yaşanan bunca sorunun kaynağı nedir, Sayın Yerlikaya bunu açıklamalı.

Adresinde olmayan 731 bin 146 Suriyeliye uyarı mesajı atılarak 90 gün içinde Göç İdaresi Başkanlığına bildirim yapmaları istendi. Uyarının ardından 203 bin 978 Suriyeli bilgilerini güncelledi, 130 bin 430 Suriyeli de adres bilgisi güncellemek üzere Göç İdaresi’nden randevu aldı. Adres bilgisini güncelleyen Suriyelilerin adresleri, daha önce kayıtlı oldukları ilde ve mahallede mi yoksa farklı bir il ya da mahallede mi? Bunun bilgisi henüz paylaşılmadı. Bu çok önemli. Çünkü il değişikliği, yol izin belgesi olmadan yapılamaz. Eğer adres değişikliği il bazında olduysa bu kaçak hareket edildi demek.

"Pasaportumuzun gücü de itibarı da her geçen gün azalıyor"

Göçmen krizinde tam olarak iç ve dış politikanın birbirine bağlı halini görmezden gelmeleri nedeniyle dünyada en çok ülkemiz etkilendi. Düzensiz göçe karşı dünyadaki paradigma değişimini de takip etmediklerini görüyoruz. AB’nin yeni Sığınma ve Göç Paktın içeriği ve amaçları ile yeni anlayışın ülkemizin göç ve sınır politikalarına etkisine dair hala pasif ve edilgen bir tutum içindeler. Altın Pasaport ve Altın Vize Uygulamasının ülkemize verdiği zarara ilişkin tek bir cümle duyamıyoruz. Ülke vatandaşlarımız bırakın vize almayı, vize randevusu dahi alamaz hale geldi, pasaportumuzun gücü de itibarı da her geçen gün azalıyor, bundan da sorumluluk hissetmiyorlar. Tüm bu başarısızlıktan bir başarı hikayesi yazma gayretleri, göçmen sorununu çözemeyeceklerini net olarak gösteriyor."