Gündem

CHP'li Bağcıoğlu: "İhalelerin hükümete yakın savunma sanayi firmalarına verilmesi ana sorunların başında gelmektedir"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu,  “Siyasi etkilere çok açık bir hale gelen Savunma Sanayi İcra Komitesi ve Savunma Sanayi Başkanlığı’nın TSK ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların öncelik durumlarını çok fazla göz önüne almadan inşa, temin, programlama ve bütçeleme kararlarını vermesi ve ihaleleri yine önceden seçilmiş, hükümete yakın belirli savunma sanayi firmalarına yönlendirmeye çaba sarf etmesi de ana sorunların başında gelmektedir. Özellikle son dönemde bazı büyük savunma sanayi firmalarının yarış dışı bırakılarak hükümete yakın iş adamlarına ait firmalara öncelik verilmesi de bu sorunun bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu,  “Siyasi etkilere çok açık bir hale gelen Savunma Sanayi İcra Komitesi ve Savunma Sanayi Başkanlığı’nın TSK ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların öncelik durumlarını çok fazla göz önüne almadan inşa, temin, programlama ve bütçeleme kararlarını vermesi ve ihaleleri yine önceden seçilmiş, hükümete yakın belirli savunma sanayi firmalarına yönlendirmeye çaba sarf etmesi de ana sorunların başında gelmektedir. Özellikle son dönemde bazı büyük savunma sanayi firmalarının yarış dışı bırakılarak hükümete yakın iş adamlarına ait firmalara öncelik verilmesi de bu sorunun bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.

Yankı Bağcıoğlu, ''TCG PİRİREİS denizaltısının hizmete girişinin ardından savunma sanayisinin karşılaştığı sorunlar ve alınması gereken derslerle'' ilgili yazılı açıklama yaptı. TCG PİRİREİS'in donanma için oyun kurucu rolünde olacağını belirten Bağcıoğlu, şu görüşleri dile getirdi:

''Gecikmiş olmakla birlikte özellikle günümüz deniz harekâtının başarısı açısından hayati önemi haiz olan havadan bağımsız denizaltılarımızın ilki olan TCG PİRİREİS’in donanmamıza kuvvet çarpanından da öte 'Oyun Kurucu' olarak katkı sağlayacağından eminim.

Denizaltı proje takvimini detaylı bir şekilde incelediğimizde, konsept ve tasarım çalışmalarına 1993 yılında başlandığını, inşasına yönelik olarak Savunma Sanayi İcra Komitesi kararının 2005 yılında alındığını ve TCG PİRİREİS’in inşasına ise ancak 2015 yılında başlandığını görmekteyiz.

Bu bağlamda 2024 yılında hizmete girmesinden gurur ve mutluluk duyduğumuz bu geminin konsept çalışmaları başladıktan 30 yıl, inşasına karar verildikten sonra 19 yıl ve inşasına başladıktan 9 yıl sonra hizmete girdiği göz önüne alındığında bu proje ve TF-2000 Hava Savunma Muhribi, ALTAY Ana Muharebe tankı gibi kritik yeteneklerin envantere girmesindeki gecikmelerin nedenleri ve çözüm önerileri üzerinde de düşünmemiz ve alınması gereken dersleri çıkarmamız gerektiğini değerlendiriyorum.

Türkiye’nin bölgesindeki ülkeler, denizaltı filolarını nitelik ve nicelik olarak geliştirmek için son 20 yılda büyük ve kapsamlı projeler yürütmüşlerdir. Yetenek kazanılmasında yaşanan bu gecikmenin nedenlerinin masaya yatırılması ve arkasındaki temel sorun alanlarının ALTAY tankı, TF-2000 Hava Savunma Muhribi gibi tüm savunma sanayi projelerini de kapsayacak şekilde ivedi bir şekilde çözülmesi gerekmektedir.

Projenin harekât ihtiyacı ve konsept geliştirme çalışmalarının 1993 yılında başladığı göz önüne alındığında harekât ihtiyacını belirlemekten sorumlu makam Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının dünyadaki askeri teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek ihtiyacı doğru bir şekilde ortaya koyduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Askeri projelerde harekât ihtiyacının tanımlanması ve ihtiyacı tanımlanmış yeteneğin envantere girmesi arasında geçen sürenin aynı / benzer sınıf gemilere ilişkin örneklerde de görüldüğü gibi genellikle 10 - 15 yıl olduğu göz önüne alındığında bu gemilerin çok daha önce Türk Deniz Kuvvetleri envanterinde yer almasını beklemek gerçekçi bir tespit olacaktır.

"Sınırlı kaynakların etkin bir biçimde kullanılmadığı aşikar"

Türk milletinin gönülden desteği ve iktidarın yerli ve milli hedefli söylemlerine rağmen milli savunma sanayimizin olması gereken seviyeden daha geride olduğu, sınırlı kaynakların etkin bir biçimde kullanılmadığı aşikârdır. Daha da ileriye gitmek için bu gerçeği kabul edip dersler çıkarmamız gerekmektedir.

Bu bağlamda siyasi etkilere çok açık bir hale gelen Savunma Sanayi İcra Komitesi ve Savunma Sanayi Başkanlığı’nın TSK ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların öncelik durumlarını çok fazla göz önüne almadan inşa, temin, programlama ve bütçeleme kararlarını vermesi ve ihaleleri yine önceden seçilmiş, hükümete yakın belirli savunma sanayi firmalarına yönlendirmeye çaba sarf etmesi de ana sorunların başında gelmektedir. Özellikle son dönemde bazı büyük savunma sanayi firmalarının yarış dışı bırakılarak hükümete yakın iş adamlarına ait firmalara öncelik verilmesi de bu sorunun bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına yönelik olarak planlama, tedarik ve bütçeleme sisteminin işlemesinde aksaklıklar olduğu gözlenmektedir. İhtiyaçların zamanında giderilmesinden de öte, Türkiye’ye ulusal güvenlik ve dış politikada ağır yükler ve tehditler yaratabilecek kabiliyet zafiyetleri ortaya çıkmaktadır. Çözüm, silahlı kuvvetlerimize ve dolayısı ile savunma sanayine yönelik savunma alımlarını akıl, bilim ve temel ahlaki değerler ışığında şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya kavuşturarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin acil ihtiyacı olan sistemlere öncelik vermek ve kaynakları etkin şekilde kullanarak TCG PİRİREİS denizaltısı, TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi veya ALTAY tankı projelerinin olumsuz örneklerinde de olduğu gibi, rakiplerimizin gerisinde kalmayacak şekilde yeni bir yapısal ve sistemsel değişikliği hayata geçirmektir.''