(GİRESUN) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Giresun'da yarın düzenlenecek fındık Mitingi’yle ilgili "Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, fındık üreticimizin sesini duymak istemeyenlere güçlü bir şekilde duyuracak. Fındıkta üreticinin emeğinin karşılığı olan 160 lira fiyatın mutlaka verilmesi gerekiyor. Fındığın yetiştirilmesinin önemli bir maliyeti var, bu maliyetin karşılanabilmesi gerekiyor. Ayrıca, dünyaca bilinen ve talep edilen Giresun kalite tombul fındığa yüzde 10 daha yüksek fiyat verilmesini bekliyoruz" dedi.

CHP Tarımdan Sorumlu  Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, CHP'nin yarın düzenleyeceği Fındık Mitingi öncesinde Giresun'a geldi. İl Başkanlığı binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Adem'e CHP Giresun İl Başkanı Gökhan Şenyürek, CHP Giresun Miletvekili Elvan Işık Gezmiş, CHP PM Üyeleri Ali Abbas Ertürk ve Yalçın Gökgöz de eşlik etti.

"160 lira fiyatın mutlaka verilmesi gerekiyor"

Hükümetin uyguladığı yanlış tarım politikaları nedeniyle ülkenin dört bir yanında tarım üreticilerinin büyük sıkıntılar yaşadığının altını çizen Adem, "Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, fındık üreticimizin sesini, duymak istemeyenlere güçlü bir şekilde duyuracak. Fındıkta üreticinin emeğinin karşılığı olan 160 lira fiyatın mutlaka verilmesi gerekiyor. Fındığın yetiştirilmesinin önemli bir maliyeti var, bu maliyetin karşılanabilmesi gerekiyor. Ayrıca, dünyaca bilinen ve talep edilen Giresun kalite tombul fındığa yüzde 10 daha yüksek fiyat verilmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye Belediyeler Birliği Tokat'ta buluştu Türkiye Belediyeler Birliği Tokat'ta buluştu

"AKP tarım politikasını ithalat lobilerine teslim etmiştir"

Çiftçinin verdiği emeğin karşılığını alamadığı tarım ürünlerinin AKP hükümeti tarafından ithalat lobilerinin eline teslim edildiğini belirten Adem, şunları söyledi:

"Milli bir tarım politikası oluşturulmalı, fındıktan katma değeri daha yüksek ürünler oluşturularak dünyaya ihracının yapılması gerekiyor ama Türkiye’de böyle bir uygulama yok. Hükümet yakayı ithalat lobilerine kaptırmış, ithalat lobileri var olduğu sürece çiftçi yok olmaya mahkum edilmektedir. Fındığımızı İtalyan bir şirkete teslim etmiş durumdayız. Bu şirket fındığın hem alıcısı olmuş hem de katma değerli yüksek ürüne dönüştürüp dünyaya satıcı hale gelmiş. Fındık üreticisi bu şirketin kucağına atılmış hale gelmiş. Çiftçinin bu kadar emek verip, geçmiş yıllarda geçimini sağladığı, çocuğunu okuttuğu, düğününü yapıp evini aldığı fındıktan, şimdi işçi parasını dahi ödeyemediği hale gelindi. Bu politikalardan vazgeçilmeli. Çay üreticisinin yaşadığı sıkıntıyı fındık üreticisine yaşatılmamalı. Fındık fiyatı 160 liradan az olmamak üzere derhal açıklanmalıdır. Fındık üreticisini fındık bahçelerinden kaçar hale getirmeyin.”

Fındık rekoltesinin Ulusal Fındık Konseyi tarafından bilinçli olarak yüksek açıklandığını dile getiren Adem, "Rekolte bitkinin açtığı çiçeğe göre hesaplanamaz. İklimsel sıkıntılar ve küresel ısınmaya bağlı sorunlar var, böcek zararları var, toprağın yetersiz beslenmesinden kaynaklı kayıplar var. Yapılan hesaplamalarda tüm bunların dikkate alınması gerekmektedir. Açıklanan rakam çiftçinin değil ithalat lobilerinin işine gelecek şekildedir" şeklinde konuştu.

"TMO çiftçinin kara gün dostu değil, kara düşmanı olmuştur"

Adem, TMO ve FİSKOBİRLİK’i fındık ve fındık üreticisine sahip çıkmamakla eleştirerek, şunları söyledi:

"TMO’ya çok büyük görev düşüyor. TMO’nun fındık fiyatı açıklandığından itibaren fındık alımını yaparak 10 günde ödemeleri yapması çiftçiyi mağdur etmemesi gerekmektedir. TMO’nun kuruluş amacı çiftçinin kara gün dostu olmasıdır. Ama maalesef buğday alımlarında TMO göstermiştir ki, çiftçinin kara gün dostu değil, çiftçinin kara düşmanı olmuştur. Anadolu’da buğday üreticilerine yapılan yanlış uygulamalar Karadeniz’de fındık üreticisine yapılmasın, kendilerini affettirsinler. FİSKOBİRLİK’in kuruluş amacı fındık üreticisine sahip çıkmak iken farklı işlerle uğraşmaktadır. FİSKOBİRLİK veya çiftçiyi desteklemek üzere kurulmuş diğer tarım kuruluşlarının siyasiler tarafından yönetilmemesi gerekir. Ancak bugün FİSKOBİRLİK’in yönetim kurulu başkanı AKP milletvekilidir, bir siyasidir. Bir siyasinin bu tür kurumlarda olmasını doğru bulmuyoruz. Çünkü bağımsız davranıp, hareket edemez, liderinin dediği görevleri yapmakla mükelleftir. Bu nedenle FİSKOBİRLİK’in doğru yönetildiğine inanmıyoruz. Ayrıca bazı olumsuz olayların olduğunun ve kendisi hakkında suç duyurularında bulunulduğunu da biliyoruz. Bunlardan arınması ve açığa çıkmasını sağlaması gerekirken halen o koltuğunda oturmaya devam ediyor. FİSKOBİRLİK bir an önce sattığı gayrimenkullerine sahip çıkmalı ve özüne dönmelidir. AKP hükümeti tarım politikasını ithalat lobileri üzerine kurmuştur, dolayısıyla bu kuruluşlar çiftçinin yanında olmaktan uzaklaşmışlardır."

"Artık korkma değil cesur olma zamanıdır"

Adem ayrıca, ziraat odalarına da seslenerek, "Çiftçimiz kan ağlarken, sorunları artarken ve yokluk içerisindeyken, tüm şehirlerdeki ziraat odalarının ve Ziraat Odası Genel Başkanı’nın daha cesur olması gerekmektedir. Ziraat odalarının birçoğu halen merkezi hükümetin yanında tavır almaktadırlar, ses çıkarmaktan korkuyorlar, artık korkma zamanı değil, cesur olma zamanıdır" ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: anka