Gündem

CHP Heyeti, "Eğitim Buluşmaları" kapsamında Kütahya'da... Özçağdaş: ''Tüm okul bileşenlerinin güvenli bir ortamda bir arada bulunabilmeleri için her okula yeterli sayıda temizlik, güvenlik ve teknik personelin atanması gerekmektedir''

CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkat çekmek için farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Kütahya’da yaptığı basın açıklamasında, devlet okullarının temizlik ve güvenlik sorununa dikkat çekti. Özçağdaş, “Okulların temiz ve bakımlı olması, çocuklarımızın sağlıklı bir ortamda eğitim görmesi, öğretmenlerimizin görevleri dışında işlerle uğraşmaması ve tüm okul bileşenlerinin güvenli bir ortamda bir arada bulunabilmeleri için her okula yeterli sayıda temizlik, güvenlik ve teknik personelin atanması gerekmektedir” dedi.

HABER: OGÜN AKKAYA - KAMERA: TUNAHAN GÜLER

(KÜTAHYA) - CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkat çekmek için farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Kütahya’da yaptığı basın açıklamasında, devlet okullarının temizlik ve güvenlik sorununa dikkati çekti. Özçağdaş, ''Okulların temiz ve bakımlı olması, çocuklarımızın sağlıklı bir ortamda eğitim görmesi, öğretmenlerimizin görevleri dışında işlerle uğraşmaması ve tüm okul bileşenlerinin güvenli bir ortamda bir arada bulunabilmeleri için her okula yeterli sayıda temizlik, güvenlik ve teknik personelin atanması gerekmektedir” dedi.

CHP'nin "Eğitim Maratonu" programı kapsamında farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'ın başkanlığındaki heyet, bu kez de Kütahya’yı ziyaret etti. Kütahya’daki eğitimcilerle bir araya gelen CHP heyeti, Kütahya’da eğitim alanında yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini dinledi.

Kütahya Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen buluşmaya, Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci, CHP Kütahya İl Başkanı Tamer Yenikaya, CHP ilçe başkanları, CHP İl Eğitim Sekreteri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları yanı sıra eğitim sendikalarının temsilcileri katıldı. Özçağdaş, buluşma sonrasında basın açıklaması yaptı.

Açıklamanın yapıldığı salona "Toplumsal cinsiyete duyarlı eğitim", "ÇEDES'e hayır", "Mülakat değil, liyakat istiyoruz", "Öğretmenlere şiddete hayır", "Ücretli öğretmenlik emek sömürüsüdür" ve "Engelli öğretmenlere atama" yazılı dövizler asıldı. Sözlerine yeni eğitim öğretim yılına ilişkin değerlendirmede bulunarak başlayan Özçağdaş, “Her sabah 30 milyon yurttaşımız eğitim ile ilgili bir sürecin içerisinde. Eğitim Türkiye’nin en büyük sektörü ve doğal olarak da sorunları çözüm bekleyen bir alan” dedi.

''AK Parti iktidarı dinlemedi''

''Bugün öğretmenlerimiz başta olmak üzere eğitim personellerimizin sorunları hakkında konuşmak istiyorum” diyen Özçağdaş, “Çünkü eğitimin en temel bileşeni, eğitime emek veren, katkı yapan öğretmenlerimiz ve eğitim personelimiz. 1.2 milyon öğretmenimiz var. Bu öğretmenlerimizin sorunlarını görüşeceğimiz meslek kanunu, maalesef iki yıl önce 12 maddelik çok kısa, hiçbir sorunu çözmeyen, Anayasa’ya uygun olmayan bir teklif olarak gelmişti. CHP olarak itiraz ettik. Maalesef AK Parti iktidarı bunu dinlemedi” ifadelerini kullandı.

''Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerin sorunlarını çözmüyor’’

Meclis’te görüşmelerine ekim ayında devam edilmesi beklenen Öğretmenlik Meslek Kanun Teklifi'ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özçağdaş, “Öğretmenlerimizi, diplomalarını geçersiz kılmaya çalışan, onları elemeye çalışan model olarak karşımıza geldi. Yapılan görüşmelerde yapılan tartışmalarda yoğun tepkilere neden olunca durduruldu. Yaklaşık iki aydır Sayın Bakan’a sesleniyorum. Sayın Yusuf Tekin, önümüzde çok kıymetli bir zaman var. Türkiye’nin Öğretmenlik Meslek Kanunu’na geride kalan tüm meslekleri de dahil edecek şekilde tartışmasına ve milli eğitim personel kanununa ihtiyaç var. Eğitim sendikalarını, eğitim fakültelerini içine dahil ederek yeni bir tartışma süreci yapalım. Tüm kesimlerin beklentileri karşılansın. Bu meslek kanunu, 1.2 milyon öğretmenimizin meslek haklarını çözmüyor. Şube müdürlerinin, depremzede öğretmenlerin sorunlarını çözmüyor. Ücretli, sözleşmeli, engelli öğretmenlerin sorunlarını çözmüyor'' diye konuştu.

Öğretmen maaşlarının yoksulluk sınırının altında olduğunu söyleyen Özçağdaş, “Öğretmenlerimizin aldıkları maaşların 2002’ye kıyasla yarı yarıya azaldığını rakamlarla ortaya koyuyoruz. Aynı dersleri veren öğretmenler unvanlarıyla ayrıştırılıyor. Öğretmenlere verilen sözler tutulmuyor” dedi.

"Bugün 16 Eylül, ne zaman atama yapacaksınız?’’

Özçağdaş, yaptığı açıklamada ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu yıl yapılması beklenen 20 bin öğretmen atamasında Danıştay kararının beklenmesini de eleştirdi. Özçağdaş, “Sayın Bakan mülakat sonuçları için bazı sendikalara Danıştay’a açtığımız davanın sonuçlanmasını beklediğini söylemişti. Bugün 16 Eylül. Ne zaman atama yapacaksınız? Geçen yıl mezun olmuşlar kadar bile atama yapamıyorsunuz. Çıkın kamuoyuna açıklayın. Madem atamalarda Danıştay’ın kararını bekliyorsunuz da Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli için neden beklemiyorsunuz? Yangından mal kaçırır gibi ders kitapları bile hazır olmayan eğitim öğretim yılına başlamaya çalışıyorsunuz” diye konuştu.

"Okullarda güvenlik olsaydı, İbrahim Oktugan öğretmenimiz yaşıyor olurdu’’

Güvenlik ihtiyacının okullar için önemini hatırlatan Özçağdaş, devlet okullarında kadrolu güvenlik görevlisi bulunmadığının altını çizdi. Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün herhangi bir yerde herhangi bir kamu binasına gidelim, her birinin önünde güvenlik görevlisi bulunuyor. Kamu binasını geçtim, AVM’ler de bile güvenlik görevlisi varken, maalesef en güvenli ortamlarda yer alması gereken çocuklarımızın, yine en güvenli yerler olması gereken okullarında güvenlik görevlisi bulunmuyor. Bazı okullarda okul aile birlikleri aracılığıyla parası toplanan ve ödenen görevliler dışında güvenlik görevlisi imkanı yok. Eğer okullarımızda yeterli güvenlik olsaydı ne olurdu? Her elini kolunu sallayan okullarımıza giremez, çocuklarımızın bir ihmal ve istismara uğrama ihtimali azalırdı. Eğer okullarda yeterli güvenlik önlemi olsaydı sadece geçtiğimiz dönem okullarında şiddete uğrayan onlarca öğretmenimiz olmazdı. Ve eğer yeterli güvenlik önlemleri olsaydı bugün, İbrahim Oktugan öğretmenimiz yaşıyor oluyordu. Eğer okullarda atanmış, kadrolu güvenlik görevlileri olsaydı, Hakan Kabak gibi okulda çocuklarımızı istismar eden bir kişiden bahsetmiyor olurduk”

"Okullarımızı yeri geliyor aileler ve öğretmenler temizliyor’’

Devlet okullarının temizlik personeli ihtiyacına dair de konuşan Özçağdaş, “Okullarımız pis. Yüzlerce çocuğumuzun ortak olarak kullandığı okullarımız için Bakanlık kadrolu temizlik görevlisi vermiyor. Okullarımızı yeri geliyor aileler, yeri geliyor öğretmenler temizliyor. Okul aile birlikleri üzerinden toplanan paralarla okullara temizlik görevlisi sağlanıyor. Bu durum o kadar olağanlaşmış ki, açıkça hesap numaraları verilerek binlerce lira para isteniyor ailelerden. Ama Bakan çıkıp ‘Okulun bağış istememesi gerekiyor, vermeyin’ diyor. Aileler ne yapsın, yeter ki temiz olsun, yeter ki okul bakımlı olsun diye para vermek zorunda kalıyorlar. Bakan, ailelere akıl vereceğine okullara bir tane temizlik görevlisi versin, okulların bakımını sağlasın, okullara bütçe ayırsın” dedi.

"Okulların teknik sorunları da öğretmenlerin üzerine kalan görev oldu"

Okullardaki teknik personel eksikliğine de dikkat çeken Özçağdaş, “Bu ihtiyaç da maalesef okullarda çoğunlukla öğretmenlerimizin üzerine kalan bir görev olmuş durumda. Öyle ki geçtiğimiz haftalarda, okulda yapılacak etkinlik için perdeyi düzeltmek adına merdivene çıkan öğretmenimiz Sibel Turan, yüksekten düşerek hayatını kaybetmişti. O okulda eğer bu görev Sibel öğretmenimize kalmasıydı, Sibel öğretmenimiz şu an okulunda, çocuklarıyla birlikte olacaktı” dedi.

"Okullara öğrenci başına en az bin lira ödenek gönderilmeli"

Okulların ihtiyaçlarının karşılanması için okullara öğrenci sayısına göre ödenek ayrılması gerektiğini söyleyen Özçağdaş, okullara her eğitim öğretim yılının başında öğrenci başına en az bin lira bütçe gönderilmesini önerdi. Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Okulların temiz ve bakımlı olması, çocuklarımızın sağlıklı bir ortamda eğitim görmesi, öğretmenlerimizin görevleri dışında işlerle uğraşmaması ve tüm okul bileşenlerinin güvenli bir ortamda bir arada bulunabilmeleri için her okula yeterli sayıda temizlik, güvenlik ve teknik personelin atanması gerekmektedir. Öğrenci başına ayrılacak bin liralık bütçe, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi düşünüldüğünde çok küçük bir bütçedir. Sayılarla konuşursak, zorunlu eğitim kapsamında, devlet okullarında örgün eğitim içerisinde 15 milyon 887 bin 296 öğrenci bulunuyor. MEB'in bütçesi ise 1 trilyon 92 milyar 129 milyon 668 bin lira. Öğrenci başına okullara bin lira göndermek, MEB bütçesinden sadece 15,88 milyar lira çıkması yani bütçenin yüzde 1,45’ini kullanmak demektir. Her olumsuzlukta kendinden başka herkesi suçlayan Bakandan; okulların en temel ihtiyacı olan temizlik ve hijyen standartlarını sağlamasını, okulların güvenliğini sağlamasını, okullara yeterli teknik personeli görevlendirmesini, okulların ihtiyacı için okul bütçesi oluşturmasını bekliyoruz.”

Özçağdaş ve CHP heyetinin Kütahya’daki temasları CHP Kütahya İl Başkanlığı, Kütahya Valiliği, Kütahya Belediyesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğü ziyaretlerinin ardından yapılacak olan halk buluşmasıyla sona erecek.