Gündem

CHP heyeti, "Eğitim Buluşmaları" kapsamında Edirne'de... Özçağdaş, "Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı ile eş başkan haline dönüşmüştür"

CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkati çekmek için başlattığı farklı illerdeki "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. Edirne'de konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "ÇEDES adı verilen kerameti kendinden menkul bir takım görevlilerin sınıflara girerek hiçbir pedogojik karşılığı olmayan akıl tutulması işler var. Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı ile eş başkan haline dönüşmüştür. Birlikte maarif işleri organize ediyorlar. Milli Eğitim Bakanı'na kendisinin Milli Eğitim Temel Kanunu ile görevlendirilmiş bir devlet memuru olduğunu, bir kamu görevlisi olduğunu hatırlatmak isterim" dedi.

(EDİRNE) - CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkati çekmek için başlattığı farklı illerdeki "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. Edirne'de konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "ÇEDES adı verilen kerameti kendinden menkul bir takım görevlilerin sınıflara girerek hiçbir pedogojik karşılığı olmayan akıl tutulması işler var. Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı ile eş başkan haline dönüşmüştür. Birlikte maarif işleri organize ediyorlar. Milli Eğitim Bakanı'na kendisinin Milli Eğitim Temel Kanunu ile görevlendirilmiş bir devlet memuru olduğunu, bir kamu görevlisi olduğunu hatırlatmak isterim" dedi.

CHP'nin "Eğitim Maratonu" programı kapsamında farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'ın başkanlığındaki CHP heyeti, bir önceki hafta Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman ve Malatya'yı ziyaret etmişti. Bu ziyaretlerin bir sonraki durağı ise Edirne oldu. Bir sosyal tesiste eğitimcilerle bir araya gelen CHP heyeti, Edirne'deki problemleri dinledi. 

Burada basın açıklaması yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Edirne, Türkiye’nin batıya açılan kapısı. Cumhuriyet değerlerinin yaşatıldığı çok önemli bir şehrimiz. Öncelikle şunu söylemek lazım, güzel işler de var. Edirne Valiliği’nin dezavantajlı bölgelerde yapmış olduğu ücretsiz su, simit, poğaça dağıtımı ve spor kursları gibi faaliyetlerden dolayı tebrik ediyorum. Bu durum sayın Milli Eğitim Bakanı’na da görev yükler. Edirne’de öğrencilere temiz su verilebiliyorsa, geri kalan 80 ilimizde de çocuklarımıza ücretsiz temiz su verilebilir. Bir önceki bakan sayın Mahmut Özer, okul öncesi öğrencilere ücretsiz okul yemeği uygulaması başlatmıştı. Maalesef mevcut bakan Yusuf Tekin’in ilk değiştirdiği işlerden biri bu oldu. Oysa sadece okul öncesi değil, ilköğretim ve ortaöğretime de ücretsiz yemek gelmesi gerekiyordu. Bu iktidarın uyguladığı yanlış ekonomi politikalarının bedelini çocuklar ödeyemez. İktidar, saraylardan, uçaklardan ve itibarlarından tasarruf edebilir ama öğrencilerimizin sağlıklarından tasarruf edemez" dedi.

"Edirne'de artık birleştirilmiş okul kalmamalıdır"

Edirne'deki birleştirilmiş okullara dikkat çeken Özçağdaş, "Aldığım bilgilere göre, Gazi İlkokulu, Meriç İlkokulu, Mimar Sinan Ortaokulu ve Trakya Birlik İlkokulu yıkılmış durumda. Bu nedenle de Trakya Birlik İlkokulu, Vali Fahri Yücel ilköğretim okuluyla birlikte eğitim yapıyor. Birleştirilmiş eğitim, çocuklarımızın uyku düzenini bozan, onların güvenliğini etkileyen, ailelerin çalışma düzenini bozan ve öğrenme düzenlerini kötü etkileyen bir uygulamadır. Edirne’de artık birleştirilmiş okul kalmamalıdır. Bu sorunun çok acil bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Edirne Belediyemiz, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli şekilde okul yapma çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerimizin farklı illerde yaptığı okullar var. CHP’li belediyeler, bunu farklı illerde de yapmaya devam edecektir. Edirne’de bu açığın süratle kapatılacağına inanıyorum. Çok başarılı kreş uygulamalarımız var. Öğrencilerimizin beslenme ve kırtasiye ihtiyaçlarında da desteklerimiz devam edecek" ifadelerinde bulundu. 

"Bakan'a üzerine yemin ettiği görevini bir kez daha hatırlatıyorum"

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne yönelik eleştirilerini sıralayan Özçağdaş, şunları söyledi:

"Çokça dile getirdiğimiz bir diğer konu daha var. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, AK Parti’nin çağ dışı eğitim manifestosudur. Hiçbir ihtiyaç analizi yoktur. Yazarı belli değildir. Hangi eğitim felsefesine dayandığı belli değildir. Kaynakçası yoktur. Hiçbir pilot çalışması yapılmamıştır. Ders programları bile hazır değildir. Türkiye’nin laik, bilimsel, kamusal, parasız, demokratik ve eşit eğitime ihtiyacı vardır. Bizim istediğimiz budur. Biz kimsenin ideolojik saplantıları içerisinde ilerlemek istemiyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne karşı hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Milli Eğitim Bakanı eğitim uzmanlarıyla bir araya gelerek, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bu iki aylık sürede yeni baştan düzenlemesi çağrısında bulunuyoruz. Görüştüğümüz vatandaşlar, kamu kaynaklarının tarikat ve cemaatlere aktarılması konusunda inanılmaz mekanizmalar geliştirildiğini örnekleriyle anlattılar. Ortaöğretim seviyelerinde yurt açmaları, bu yurtlara öğrenci çekebilmek için her türlü çalışmayı yapmaları. Yoksul ailelerin çocuklarının buraya çekilmesi için büyük uğraş veriyorlar. ÇEDES adı verilen kerameti kendinden menkul bir takım görevlilerin sınıflara girerek hiçbir pedagojik karşılığı olmayan akıl tutulması işler var. Milli Eğitim Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı ile eş başkan haline dönüşmüştür. Birlikte maarif işleri organize ediyorlar. Milli Eğitim Bakanı’na kendisinin Milli Eğitim Temel Kanunu ile görevlendirilmiş bir devlet memuru olduğunu, bir kamu görevlisi olduğunu hatırlatmak isterim. Diyanet İşleri Başkanı ülkenin inanç anlamında işlerini yerine getirecek, Milli Eğitim Bakanı da eğitim alanındaki işleri yerine getirecek. Bakan'a üzerine yemin ettiği görevini bir kez daha hatırlatıyorum."

"Türkiye'de nitelikli eğitim satın alınabilen bir meta haline dönüşüyor"

Yeni dönem okul kayıtları başlarken velilerden yüksek bağışların istenmesine tepki gösteren Özçağdaş, "AK Parti iktidarının eğitimde iki stratejisi var. Biri eğitimin gericileştirilmesi, diğeri ise piyasalaştırılması. Artık Türkiye'de nitelikli eğitim satın alınabilen bir meta haline dönüşüyor. Bunu özel okul öğrencilerinin sayısının sürekli artmasından anlıyoruz. Milli Eğitim Bakanı’na asıl olanın laik, bilimsel ve kamusal eğitim olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum. Çoğumuz devlet okullarında okuduk ve nitelikli eğitimler aldık. Bu ülkenin okullarında dünya çapında eğitim veriliyordu. Siz bu eğitim sistemini mahvettiniz. Bu piyasalaşma sevdasından vazgeçin. Eğitimi gericileştirme sevdasından vazgeçin. Bugün açık öğretime geçişle ilgili değişiklikler yapıldı. Bütün istatiksel göstergeler, öğrencilerin açık öğretime kaydığını gösteriyor. Milli Eğitim Bakanlığı bunu engelleyeceği yerde, bunu kolaylaştırmaya çalışıyor. Okul kayıtları başlıyor. Haberler geliyor 20-30 bin lira okul bağışları isteniyor. Müdürlere para almayın diyorsunuz peki soruyorum Bakan’a, bir önceki bakan döneminde okullara gönderilen bütçeleri niye göndermiyorsun? Okula bütçe göndermediğinde o okulun aydınlatması, bakımı, ihtiyaçları gibi konularda müdürleri neden yalnız bırakıyorsunuz? Bakan kendisini Finlandiya eğitim bakanı sanıyor. Vatandaşlara da akşamları telefonlarla oynamayın, televizyon izlemeyin gibi tavsiyelerde bulunuyor. Okulların önünde uyuşturucu satıcıları cirit atıyor. Akran zorbalığı almış başını gitmiş. Birtakım mafyatik yapılar çocukları haraca kesmiş bizimkiler güzellik uykusundalar. Siz bu çocukların güvenliğini dert ediyor musunuz? MESEM’lerde her ay bir çocuk ölüyor. Kaç kere bu çocuklar neden ölüyor araştıralım dedik, her seferinde reddettiniz. Sizin kendi koltuklarınızdan başka değer verdiğiniz bir şey yok. Siz bu ülkenin çocuklarına değer vermiyorsunuz. Tekrar sesleniyorum sayın Bakan, bir araştırma önergesi ile MESEM’leri baştan sona inceleyelim. Bu çocuklar neden ölüyor? Bu çocukları korumak hepimizin görevi" diye konuştu.