HABER: ZEYNEP BOZUKLU / KAMERA: GURBETELLİ YALÇIN
(BARTIN) - CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkat çekmek için farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" kapsamında Bartın'ı ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "AK Parti'ye buradan sesleniyorum; öğretmenlerimizi yoksulluk sınırının altında maaşlara esir ettiniz" dedi.
CHP'nin "Eğitim Maratonu" programı kapsamında farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'ın başkanlığındaki heyet, Bartın’a ziyarette bulunarak, eğitimcilerin sorunlarını dinledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Bartın'a ziyareti sırasında, kentte bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile de görüştü. Özçağdaş, daha sonra CHP Bartın İl Başkanlığı’na geçerek, basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına, 14 Ekim 2022'de ihmaller zinciri sonucunda yaşamlarını kaybeden 43 maden şehidine Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Özçağdaş, şunları söyledi:
"Bartın, Karadeniz'in tarihi olarak da turistik olarak da ekolojik olarak da en güzel kentlerinden biri. Ancak maalesef iktidarın da en çok ihmal ettiği illerden bir tanesi. Bu maden kazasından sonra Sayın Cumhurbaşkanı buraya gelerek Bartın'da bir maden lisesi açacakları vaadinde bulunmuştu. Başka birçok vaat gibi bu vaat de gerçekleşmedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin köyleri boşaltma hamlesinin bir ürünü olan köy okullarının kapatılması, taşımalı eğitimin teşvik edilmesi sonucunda Bartın'da da çok sayıda çocuğumuz çok uzak yollardan gelerek taşımalı eğitimde okul hayatlarını sürdürüyorlar. Köy okullarının yeniden açılması, çocuklarımızın anne, babalarının yanında eğitim yaşamlarını sürdürmesi, tarımsal üretimin canlanması bu politikanın değiştirilmesiyle mümkün. Buradan bir kez daha bu çağrımızı da Milli Eğitim Bakanlığı'na iletiyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin açıklamaları toplumsal saygınlığına zarar vermektedir"
Bir başka konu, bugün yine basında paylaşılan öğretmenlerin kılık kıyafetleriyle ilgili her yıl yayınlanan bir genelge var. Öğretmenler, toplumun en saygın kesimleridir. Ülkemizde 1,2 milyon Cumhuriyet öğretmeni var. Onlar bir yandan çocuklarına rol model olurken, diğer yandan da içinde bulundukları toplumu aydınlatan, o topluma yol gösteren yerel önderler pozisyonundadırlar. Bu, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri böyle olmuştur. Öğretmenlik saygın bir meslek olmuştur. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi'nin öğretmenlerin itibarını ortadan kaldıran açıklamaları, yaklaşımları maalesef her geçen gün öğretmenlerimizin toplumsal saygınlığına zarar vermektedir. Bakanlık, öğretmenlerin itibarının sadece kılık kıyafetle olacağını düşünüyor olabilir. Ancak asıl eğitimin niteliğini arttıracak işleri göz önüne alması gerektiğini düşünüyoruz. Okulların fiziki şartlarının düzenlenmesi, okullarımızın güvenlikle ilgili sorunlarını ortadan kaldırması, açlıkla boğuşan öğrencilerimize bir öğün yemek verilmesi, bunu başaramıyorlarsa bir bardak temiz su verilmesi, çocuklarımızın temiz, hijyenik okul binalarında ders almaları gibi çok sayıda yapılacak işler var. Ve yapılmaması gerekenler var. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli gibi, öğretmenlerin partizanca seçilmesi gibi.
"Öğretmenlerimiz 2002 yılında maaşlarıyla 20 çeyrek altın alabiliyorlarken, bugün 9,5 çeyrek altın alabiliyorlar"
Öğretmenlerimiz 2002 yılı Eylül ayında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelmeden önce 250 lira asgari ücret olan bir ülkede 540 lira maaş alıyorlardı. Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği bu tarihte 175 liraydı. Yani öğretmen maaşının yüzde 32,4'ü, asgari ücretin de yüzde 70'ine denk geliyordu. Bugün aldıkları maaş 41 bin lira civarında. Asgari ücret 17 bin lira. Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği 4 bin 85 lira. Yani eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği öğretmen maaşının yüzde 32,4'ünden yüzde 9,96'ya gerilemiş. Yani üçte birine düşmüş. Asgari ücretin de yüzde 24'üne gelmiş. Bunun sorumlusu Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır. Öğretmenlerimiz 2002 yılında maaşlarıyla 20 çeyrek altın alabiliyorlarken, bugün 9,5 çeyrek altın alabiliyorlar. Yani rahmetli Ecevit'e sürekli muhalefet ediyorlardı, sürekli akıl veriyorlardı, sürekli eleştiride bulunuyorlardı. O günkü uygulamalar devam ediyor olsaydı bugün 41 bin lira alan bir öğretmen 90 bin lira maaş alıyor olacaktı. Dolayısıyla öyle genelgeler yayınlamakla olmuyor bu işler. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne buradan sesleniyorum; öğretmenlerimizi yoksulluk sınırının altında maaşlara esir ettiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı'nı yöneten yöneticilere sesleniyorum; siyaset bir şuur işidir, politika yurttaşların sorunlarını çözme işidir. Öğretmenleri 2002'den 2024'e kadar kendi iktidarınızda maaşlarının yarısını kaybetmesine neden oldunuz ve eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneklerini de kuşa çevirdiniz. Siz öğretmenlerden bir şey isteyecekseniz, önce bu konuda gerekli adımları yapın ve hiçbir şey yapamıyorsanız sizden önce çok eleştirdiğiniz Cumhuriyet hükümetlerinin seviyesine getirin."