(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında geçen hafta toplanan Yatırım Ortamını İyileştirme Kurulu’nda (YOİKK) görüşülen esnek çalışma modelinin de yer aldığı yeni iş kanunu hazırlıkları tartışma yarattı. Çalışmalar kapsamında belirli süreli iş sözleşmelerindeki "objektif koşul" kriterinin kaldırılması üzerinde durulduğu ileri sürülüyor. Çalışma ekonomisi uzmanı Dr. Murat Özveri, “Belirli süreli iş sözleşmesi, kıdem tazminatından, ihbar tazminatı haklarından, iş güvencesinden vazgeçmek demektir" dedi. Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, “Hazırlıkların asıl amacı daha güvencesiz bir çalışma hayatı” diye konuştu.
AKP iktidarının ‘tek çatı altında toplama’ gerekçesiyle hazırlıklarını sürdürdüğü yeni iş kanunu taslak çalışması, geçen hafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında toplanan Yatırım Ortamını İyileştirme Kurulu’nda ele alındı. Esnek çalışma modeli, belirli süreli iş sözleşmelerinde “objektif koşul” kriterinin kaldırılması gibi düzenlemelerin yer aldığı taslak üzerinde Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’nun çalıştığı öğrenildi. Konuyla ilgili sendikalar, meslek örgütleri ve akademisyenlerin ise henüz görüşüne başvurulmadı.
Belirli iş sözleşmelerindeki koşulların kaldırılarak haftalık çalışma saatlerinin düşürülmesi gibi düzenlemelerin yer aldığı belirtilen taslakla ilgili Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik ve çalışma ekonomisi uzmanı Dr. Murat Özveri, ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
"Süreli sözleşmelere 21 yıl önce getirilen koşullar kaldırılmak isteniyor"
Ülkedeki bütün çalışanları ilgilendiren bir çalışmanın nasıl yapıldığı hakkında hiçbir bilgi verilmediğini, ancak kamuoyuna yansıyan söylentiler üzerine eleştirilerini sunduklarını belirten Murat Özveri, şu an ki yasalarda belirli süreli iş sözleşmelerinin koşulları olduğunu, işverenlerin ve iktidarın bu koşulları kaldırmak istediğini söyledi. Özveri, şu görüşleri dile getirdi:
“Belirli süreli iş sözleşmelerinin, işçilerin temel haklarını kullanamaz hale getirdiğini Yargıtay söylüyor ve 2003 yılında belirli koşulları getiriyor. İş hukukuna göre sadece işin niteliğine göre örneğin bir aydan fazla sürmeyecek bir iş için belirli süreli sözleşme yapılır. İş hukukunda asıl olan iş sözleşmesidir ve onun sürekliliğini sağlamaktır. Yani amaç belirsiz iş sözleşmelerini çoğaltmaktır, belirli süreli sözleşmeler istisnadır, dışsal bir nedeni olması gerekir."
"İşçiler esnekliğin 'e'sinden uzak durmalı"
Esnek çalışma modelinin ucuz istihdam sistemi olduğunu vurgulayan Özveri, şunları ekledi:
"İşçiler öncelikle esnek çalışmanın ucuz istihdam sistemi olduğunu bilmeli ve esnekliğin e'sine dahi karşı çıkmalılar. İktidar gerçekten belirli iş sözleşmelerinin sınırlarını kaldırırsa geçmiş olsun. Belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışmak demek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı haklarından, iş güvencesinden vazgeçmek demektir. Esneklik ile hakların korunması yan yana olamaz, elde edeceğimiz koruma sıfır olur. İş hukukuna aykırı hükümler konuşuluyor."
"Hazırlıkların asıl amacı daha güvencesiz bir çalışma hayatı"
Prof. Dr. Aziz Çelik ise konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Belirli süreli sözleşmeler işçiler için koruyucu değil tersine güvencesizlik demek. Belirli süreli iş sözleşmesi günlük dilde geçici işçilik anlamına geliyor. Belirli süreli iş sözleşmeleri süre bitiminde kendiliğinden sona eriyor. İşçiler için işe iade, ihbar ve kıdem tazminatı hakları söz konusu değil. İşverenler yıllardır belirli süreli sözleşmelerle geçici ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmak istiyor. Bunun için belirli süreli sözleşmelerin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Sendikalar ise buna karşı çıkıyor. Çalışma saatlerini düşürmek iddiasıyla gündeme getirilen ve 'tek iş kanunu' hazırlığı olarak bilinen hazırlıkların asıl amacının daha güvencesiz bir çalışma hayatı olduğu böylece bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Çalışma saatlerinin düşürülmesi vaadi işin sadece sosu."
Belirli süreli iş sözleşmesi nedir?
Belirli süreli iş sözleşmesinde, belirli bir tarih aralığı için imzalanarak sözleşme bitiminde iş ilişkisi sona eriyor. Yargıya taşınması durumunda işe iade süreci görülmüyor. İşçinin kıdem tazminatı hakkı da olmuyor. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayrımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamıyor. Emsal işçi, iş yerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi olarak kabul ediliyor.
İş Kanunu'nun 11'inci maddesine göre belirli süreli çalışma sözleşmeleri esaslı bir neden olmaksızın birden fazla yapılamıyor. Yapılırsa belirsiz süreli sözleşmeye dönüşüyor. İş Kanunu'nda yapılacak bir düzenlemeyle belirli süreli sözleşme yapılmasının koşullarının kaldırılması isteniyor.