Politika

"Bu Saldırganlığa Yunanistan Son Vermezse Şamar Oğlanlığına Terfi Edecekler"

“TÜRKİYE’Yİ YÖNETENLER DE KIBRIS TÜRKÜ’NÜN SESİNE GEREKTİĞİ GİBİ KULAK VERİYORLARSA KKTC’NİN TANINMASI İÇİN ZAMAN GELMİŞTİR” Kıbrıs’taki bu durum aslında 1984 yılında Kıbrıs Türklerinin kendi devletini kurması ile sonuçlandı ve bu devlet yalnız Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınıyor olsa bile sadece tanınmıyor olabilir. Varlığını inkâr etmem mümkün değildir. Var olmak, yaşamak sadece tanınmakla olmaz. Tanınmak bunun bir adım ötesidir. Şimdi o bir adım öteye gitme zamanı gelmiştir. Çünkü Kıbrıs Türk’ü geçtiğimiz dönemde son cumhurbaşkanlığı seçimini adeta bir referandum niteliğinde yapmıştır. Hemen tanınmayı savunan bir aday, yani Ersin Tatar Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Artık tanınma vaktidir. Eğer Türkiye’yi yönetenler de Kıbrıs Türk’ünün sesine gerektiği gibi kulak veriyorlarsa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için zaman gelmiştir. Türkiye’yi yönetenler Kıbrıs’taki bir avuç emperyalizm uşağına ve onların hizmetkarlarına değil, bağımsızlık, özgürlük ve barış isteyen Türk halkının bütünün sesine kulak vermelidir. Bundan sonra da hızla tanınma için hızla çaba sarf edilmelidir. “YUNANİSTAN YAKIN TARİHTEN DERS ALMAMIŞA BENZİYOR” Yunanistan yakın tarihten ders almamışa benziyor. Yunanistan, bir yandan kendisine ait olmayan Ege adalarını sahiplenmek hatta bunları uluslararası anlaşmalara aykırı bir şekilde silahlandırma peşinde ve bunu en üst düzeyde gösteriş yaparak desteklemek peşinde. Bu son derece yanlış bir politika. Çünkü Yunanistan şimdiye kadar pek çok defa emperyalizmin koçbaşı oldu Ege’de. Türkiye’den toprak kopartmayı amaç bilen bir dış politika izledi. Bu saldırganlığına Yunanistan son vermezse, aslında eninde sonunda Batı’nın şımarık çocukluğundan Türklerin şamar oğlanlığına terfi edecektir. Dolayısıyla bu, Yunanistan için ciddi tehlikeler yaratır. Onları da bu vesileyle uyarmış olalım. “ABD, YUNANİSTAN’I KULLANARAK TÜRKİYE’Yİ KUŞATMA POLİTİKASINDAN VAZGEÇMELİ” Yunanistan’ın kendisini ABD’nin açık üssü haline getirmesi, Türkiye’nin parasını ödediği uçak ve silahların üzerine oturarak Türkiye’yi tehdit etmesi işine yaramaz. Yunanistan bu tehditkâr tutumundan vazgeçmelidir. ABD’de de Yunanistan’ı kullanarak Türkiye’yi kuşatma politikasından vazgeçmelidir. “SURİYE’NİN MEŞRU HÜKÜMETİNİ DIŞLAYARAK NE SIĞINMACILAR SORUNUNU ÇÖZEBİLİRSİNİZ NE DE SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAYABİLİRSİNİZ” Dünkü Tahran toplantısının sonucu ne oldu diye sorarsanız, kısaca şunu belirtebilirim. Suriye’de barış ve güvenliğin Suriye’nin meşru hükümeti muhatap alınmadan ve onunla iş birliği yapılmadan sağlanamayacağı ortaya çıkmıştır. Suriye’nin meşru hükümetini dışlayarak, onunla ilişki kurmayarak ne Suriyeli sığınmacılar sorununu çözebilirsiniz ne de Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayabilirsiniz. Türkiye’yi yönetenler her zaman Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduklarını söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen konuşanların sözü ayrı, niyeti ayrı olamaz. Dolayısıyla niyetlerinin de gerçekten Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak olduğunu söylüyorlarsa, Suriye’nin meşru hükümeti ile işbirliği yaparak, buradaki terör örgütlerinin etkisizleştirilmesine ve burada uluslararası hukuka aykırı olarak bulunan ABD gibi unsurların da buradan birlikte çıkartılmasını sağlamak gerekir.”