Gündem

 Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Kütük: "Zengin ettiğiniz çevrelerden tasarruf yapabilirsiniz ama eğitimden tasarruf olmaz"

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kütük, 9 Eylül'de başlayacak yeni eğitim öğretim dönemi öncesinde, "İtibardan tasarruf yapabilirsiniz, saraydan, saltanatınızdan, zengin ettiğiniz çevrelerden, tarikat ve cemaatlere aktardığınız ödeneklerden, Diyanet’e aktardığınız paralardan tasarruf yapabilirsiniz. Ama eğitimden tasarruf olmaz" açıklaması yaptı.

(ANKARA)- Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kütük, 9 Eylül'de başlayacak yeni eğitim öğretim dönemi öncesinde, "İtibardan tasarruf yapabilirsiniz, saraydan, saltanatınızdan, zengin ettiğiniz çevrelerden, tarikat ve cemaatlere aktardığınız ödeneklerden, Diyanet’e aktardığınız paralardan tasarruf yapabilirsiniz. Ama eğitimden tasarruf olmaz" açıklaması yaptı.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kütük, yeni eğitim öğretim dönemi öncesinde bir açıklama yaptı. Kütük, açıklamasında şunları kaydetti:

"Ülke genelinde 20 milyon devlet okullarındaki örgün eğitim kapsamında bulunan 16 milyon öğrencimiz ve 1 milyon öğretmenimiz 9 Eylül 2024 Pazartesi günü eğitim-öğretime başlayacak. 2024-2025 yılı öğretim dönemi başlıyor. Bu öğretim yılına başlarken okullarımızın henüz eğitim-öğretime hazır olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü pazartesi günü açılacak okullarımızda güvenlik görevlisi ve temizlik görevlilerinin olmadığını görüyoruz. Ekonomik olarak yeterli gelirleri ve bütçeleri olmadığı için okul yöneticilerinin de bu ihtiyaçları karşılayamadıklarını görüyoruz. 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na açık bir çağrı yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve çocuklarımız umudumuz, geleceğimiz ve ülkemizin gelecekteki teminatı olan evlatlarımızdır. Bu çocuklarımızın sağlıklı ve uygun ortamlarda eğitim-öğretim görmesi bizim için çok önemlidir. Ekonomik anlamda bu sorunları çözmenin yolu ve çaresi vardır. Nasıl ki hükümet Milli eğitim Bakanlığı’na belirli oranda bütçe ayırıyorsa Milli Eğitim Bakanlığı da kendisine ayrılan bütçenin küçük bir miktarını okullarımıza göndererek okul bütçesi yapabilir. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde, okullara her öğrenci için bin lira okul bütçesine gönderdiğinde, 16 milyon öğrenci için gönderilecek toplam rakam 16 milyar liradır. Bu rakamında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi içerisindeki oranı yüzde 1,45’tir.

Ülkemizde hükümetin sadece Göç İdaresi için harcadığı 20 milyardan daha düşük bir rakamdır. Göç İdaresi için harcanan 20 milyardan daha az olan 16 milyarı okullarımıza gönderdiğinizde eğitim-öğretim sorunları çözülecek, öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz daha güzel bir ortamda daha huzurlu bir eğitim-öğretim yapma olanağı bulacaktır. Ülkemizde yaşadıkları bütün ekonomik, mesleki, özlük ve örgütsel zorluklara rağmen büyük bir özveriyle yerine getirmeye çalışan öğretmenlerimizin her geçen gün yaşam koşullarının zorlaştığını ve yoksullaştıklarını gösteren çarpıcı bir örneği de dile getirmek istiyoruz.

2002’de yeni göreve başlayan bir öğretmen 540 TL maaş alıyordu. O gün aldığı 540 TL maaşla 17 çeyrek altın alabiliyordu. Bugün yeni göreve başlayan bir öğretmenin maaşı 41 bin TL’dir. Bunu karşılığında da 9 çeyrek altın ancak alabilmektedir.  2002’de 540 TL maaşla aldığı 17 çeyrek altının tam olarak bugünkü değeri 76 bin 500 TL’dir. Bugün aldığı 41 bin TL’yi çıkardığımızda 2002 yılından bugüne öğretmenlerimizin 35 bin 500 TL yoksullaştığını ve kayıplarının olduğunu görüyoruz. 

Her yıl okullar açılmadan önce verilen eğitim-öğretim ödeneği olarak 2002’de yeni göreve başlayan öğretmenlerimize 175 TL veriliyordu. 175 TL olan eğitim-öğretim ödeneğinin maaşa oranı yüzde 32,4 denk geliyordu. 2024 yılında ise 4 bin 85 TL eğitim-öğretim ödeneği verilmektedir. Bunu da maaşa oranı yüzde 9,96’ya düşmüştür. Maaş oranı ve 2002 yılı ile karşılaştırdığımızda, eğitim-öğretim ödeneğinin bu yıl en az 13 bin 284 TL olması gerekmektedir ve tüm eğitim çalışanlarına verilmelidir.

Yine tasarruf adı altında yeni bir düzenleme ile haftada 3 gün ve dönüşümlü çalıştırma gibi bir uygulamanın başladığını görüyoruz. Haftada 3 gün okulda görev yapan bir görevli diğer 2 günde dönüşümlü gelse bile, geri kalan 2 günde okulun temizlik ve güvenlik ihtiyacını kim karşılayacak? Kaldı ki böyle bir çalışma sistemi çok ilkel çok çağ dışı ve sömürüye dayalı bir çalışma sistemidir. Eğer ülkemizde tasarruf yapılacaksa ve bu uygulama tasarruf amaçlı getirdiyseniz Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak diyoruz ki, itibardan tasarruf yapabilirsiniz, saraydan, saltanatınızdan, zengin ettiğiniz çevrelerden, tarikat ve cemaatlere aktardığınız ödeneklerden, diyanete aktardığınız paralardan tasarruf yapabilirsiniz. Ama umudumuz, geleceğimiz ve ülkemizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın eğitim-öğretiminden tasarruf yapılamaz. Eğitimden tasarruf olmaz."