Ekonomi

"Bir Balya Ot 17 Liraydı Şimdi 70 Lira Bunu Adam Alıp Hayvanına Veremez

"BUNU İNSAN ALIP HAYVANINA VEREMEZ" 20 yaşından beri hayvancılıkla uğraştığını belirten 78 yaşındaki Yusuf Kalem, "30 hayvanın samanı bu kaldı. Oğlum gidip arkadaşıyla bir başka köye mısır samanı yapıp getirecekler. Yemden sıkıntı çekiyoruz. Yemimiz kıt. 20 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. Bu işten ayrılmam çocuklarıma da diyorum bu işi yapın mandası olan zengindir. Mandası olanın her zaman parası olur cebinden parası eksik olmaz" dedi. Yusuf Kalem konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanı bu işe el atsa yardımcı olsa iyi olur. Yapmasa biz ne yapacağız yastığın altına bakacağız. Yastığın altında bir şey varsa verip hayvanımız için yem alacağız. Hayvanlarımızı satmayız. Şimdiye kadar sıkıntı çekmedim ama şimdi çekiyorum fiyatlar pahalı, yem pahalı. Saman almaya oğlum gitti. Bir balya ot 17 bindi (17 liraydı) şimdi 70 bin (70 lira). Bunu adam alıp hayvanına veremez. Komşu köyümüz Evci'de bir çiftçi saman bulup hayvanına verememiş, hep mısır samanı çöpü vermiş. İşkembesi büyüdüğü için kapıdan girip çıkamıyor. Ben tarlamın hepsini yonca ekiyorum. Yonca ile samanı karıştırıp hayvana veriyoruz. Arpanın tonu 5-6 lira olmuş insaf yoktur. Her gün farklı fiyat. Bu şekilde gidiyor. Allah’a tevekkül yoncamız çıksa rahatlayacağız. Yetkililerden yardım bekliyoruz, fiyatları düşürsünler yazığız. Bu güzel günler elimizden gider, olmadı hayvanları satacağız. O hayvanlar satılmaz, bu hayvanlar bizim her şeyimizdir." Emekli bir vatandaş, "Ben emekliyim, eskiden bin 500 TL alıyordum, geçiyordum. Şimdi 3 bin TL alıyorum geçinemiyorum. Her şey pahalı bir tavuk aldım 50 lira. Nasıl geçineceğiz, ne yiyeceğiz. Ne yapacağımızı şaşırdık. Yapacağımız tek iş hükümeti değiştirmektir" dedi. "HAYVANCILIK BİTMEK ÜZERE" Hayvancılıkla uğraşan iş insanı Cabbar Şıktaş da tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini belirterek şunları söyledi: "Hayvancılık şu anda ülkemizde bitmek üzere. Yurt dışından daha önce Euro, dolar düşükken hayvan ithalatı yapılabiliyordu. Şimdi o da yapılamıyor. Çünkü yurt dışında dün itibarıyla sorduğumda bir ebe düve bin 600 Euro yani oradan bu hayvanı alıp getirmek bir çiftçinin yapabileceği işi değil. Hiç kimsede yapamaz. Dolayısıyla biz kıştan beri şunu dile getirip haykırıyoruz. Diyoruz ki ya besiciye ya gebe düve yetiştiricisine mutlaka yem desteği verilmesi gerekiyor. Onlar bir şekilde desteklenmeli ki gebe düveler kesilmesin. Iğdır’da şu anda çok ciddi oranda daha doğrusu Türkiye'nin tamamında aynı dişi hayvanlar kesildi. Şu anda bizim fabrikalarımız kesik durumda bugün itibariyle et fiyatları yükseldi diyorlar. Aslında bu et fiyatları besici için şu anda belirlenen rakam çok düşük yani besici hayvanına yedirmiş olduğu besi yeminin karşılığında satmış olduğu etten o geliri elde edemiyor zarar ediyor. Ona rağmen yine de fiyatlar yüksek, vatandaş mağduriyet yaşıyor. Besicinin burada yapabileceği hiçbir şey yok. Mutlak surette hayvancılık ve tarımın desteklenmesi lazım. Tarımında bir anlamda ayağa kaldırılması lazım. Çünkü yem ihtiyacı temel bir ihtiyaçtır. Çünkü bugün bir balya ot 20-22 kilo geliyor. 80-90 TL yani yonca. Bunu alıp hayvanınıza yedireceksiniz ve ondan süt elde edeceksiniz. Bunlar imkânsız şeyler. "TÜRKİYE'NİN DOĞUSUNDA İŞİMİZ VAR" Bugün bir mazot, gübre, elektrik desteği verilebiliyor mu önemli olan bunlardır. Daha önceleri tarım sulamasında bir elektrik faturası indirimi vardı. Tarım sulamasında elektrik yüzde 50 indirimliydi. Bugün bu yok. İşyerimde kullandığım elektriğin bir tık üzerini tarım sulamasındaki elektriğe ödüyorum. Bu şekilde tarımı ayağa kaldıramayız. Son başbakanımız Binali Yıldırım dedi ki ‘ne bulursanız ekin’ iyi güzelde nasıl ekeceğiz. Nasıl ekelim traktör çalışmadıktan sonra, mazot olmadıktan sonra, gübreyi alamadıktan sonra, elektriğe o parayı ödeyemedikten sonra nasıl ekeceğiz. Bugün tarımda süspansiyon uygulanması lazım, desteklenmesi lazım. Türkiye kendi kendine yeten bir ülkeydi. Şimdi yüzde 70-80 oranında dışa bağımlı ülke oldu. Düşünün şu anda Iğdır'da un yok. Iğdır'da buğdayı Rusya'dan alıyor. Bizim kendi buğdayımız neden olmasın. Bizim silolarımız neden dolu olmasın, neden ekmeyelim. Yarın bunları ekebilmemiz için şartların uygun olması gerekir. Şu anda vatandaş kötü durumda hayvan pazarına gidiyoruz ne alıcı var ne satıcı. İnsanlar ellerindekini satamıyorlar. Sattıklarını alamıyorlar. Ticaret yok, hayvancılık, tarım ticareti yok. Bugün tarlaların çoğu boş bizim köylerindeki arazilerin bir çoğu ekilmeyecek çünkü ektiğinin mazot, gübre elektrik parasını çıkaramayacak.  Yeni Tarım Bakanına şunu söylemek isterim, 'Afrika’nın güneyinde işimiz yok. Türkiye'nin doğusunda işimiz var. Gelsinler doğunun en doğusu Iğdır'da çok güzel tarım arazileri var. Destek versinler ekip biçelim."