GAYE ŞEYMA CAN 

Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybettiği, 4 kişinin yaralandığı kazaya ilişkin baba Bülent Cihantimur'un verdiği ifadede, oğlunun bir kişiyi yerde yatarken gördüğünü söylediği ortaya çıktı.

Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybettiği, 4 kişinin yaralandığı trafik kazasının ardından annesi Eylem Tok tarafından önce Mısır'a sonra ABD'ye kaçırılan ehliyetsiz sürücü T.C. soruşturmasında, ünlü estetik uzmanı baba Bülent Cihantimur ifade vermek üzere Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Cihantimur, ifadesinin ardından adli kontrolle serbest bırakıldı. Cihantimur'un savcılık ifadesinde, oğlunun bir kişiyi yerde yatarken gördüğünü söylediği öğrenildi

Tutuklanan Ayse Ceren Saltoğlu’nun kendi çalışanı olduğunu belirten Cihantimur, “Ben olayı öğrendiğimde Ayse Ceren'i, Eylem'in evinde gördüğümde şaşırdım. Ben kendisine ‘Eylem'de senin patronundur’ gibi laflarda söylemedim. Olayın olduğu Cumartesi normalde ameliyat yapmamama rağmen bir ameliyat ayarlanmıstı. Bu ameliyatı yaptım. Sonra babamla konuştum ve yorgunluktan uyuya kalmıştım. 12 buçuk sıralarında Eylem beni aradı. ‘Hemen gel T. kaza yapmış’ dedi. Eylem'le T.'nin yaşadığı eve gittiğimde Adem dışarıda bekliyordu. Ayşe Ceren de avludaydı. Eve girdiğimde T.'yi şok halinde gördüm. Donmuş bir haldeydi. Eylem ise panik haldeydi, birileri ile konuşuyordu.

BM GENEL KURULU, FİLİSTİN’İN BM ÜYELİĞİNİ İÇEREN KARAR TASARISINI KABUL ETTİ BM GENEL KURULU, FİLİSTİN’İN BM ÜYELİĞİNİ İÇEREN KARAR TASARISINI KABUL ETTİ

Ben Eylem'e ‘çocuğu bana ver bir hastaneye götüreyim, belki kafasını çarpmıştır, ona göre bakalım’ dedim, kabul etti. Evin önünde dışarıda bir tane elektrikli aracım vardı. T. ile birlikte bu araca bindik” dedi.

OĞLU BİR KİŞİNİN YERDE YATTIĞINI SÖYLEMİŞ 

Şüpheli Ayşe Ceren Saltoğlu’nun ifadesinde belirttiği gibi bavul görmediğini söyleyen Cinahtimur, bavulun araca nasıl konulduğunu bilmediğini söyleyerek, evdeki kamera görüntülerinin incelenmesini istedi. İki araçla yola çıktıklarını söyleyen Cihantimur, kliniğe gitmek üzere anlaştıklarını, yoldayken de T.’ye olayı anlattırdığını, ‘Yaralı var mı, ambulanslar arandı mı’ gibi sorular sorduğunu, oğlunun ise ‘bir iki kişinin kafasında kan vardı ancak bir kişi de yerde yatıyordu’ dediğini, kazadan sonra bir sürü insanın olay yerine geldiğini söylediğini ve kendisine yarım saat boyunca olay yerinde kaldığını söylediğini kaydetti.

Eylem Tok’un, T. C'yi olay yerine giderek aldığını sonradan öğrendiğini söyleyen Bülent Cihantimur, aracının şarjının bittiğini belirtti. Oğlunu Ayşe Ceren’in kullandığı ve Eylem Tok’un da içinde olduğu araca bindirdiğini ve kendisini alması için de şoförü Adem’i çağırdığını, daha sonra Ayşe Ceren’in aracının arkasında T.'ye bavulu olduğunu söylediğini ve valizi aldığını anlattı. Cihantimur, devamında şunları söyledi:

 “Benim tanıdığım çalışanım Ayşe Ceren, havaalanına gidileceğini bilseydi beni bu konuda uyarırdı. Çünkü kısa da olsa Eylem olmadan Ayşe ile yan yana geldik. Bana ‘hocam Eylem çocuğu kaçıracak’ derdi. Hiç öyle bir şey de demedi. Benim aracı durdurabildiğim yer Mecidiyeköy dönüşünün biraz ilerisindedir. Arkadaki araçla birlikte burada durabildik.

Şoförüm bana ‘5 dakikaya yanınızdayım’ dedi. Şoförümü beklerdim. Zaten 10 dakika sonra da havalimanına varmış olurduk. Hatta kliniğe dönüş süremiz 20 dakika sürdü. Havaalanı oradan daha kısa bir mesafeydi. Ben sonrasında Adem ile kliniğe döndüm. Benim işyerim ile evim bitişiktir. Adem kliniğe bakmaya gitti ben de eve çıktım. İkimiz de Eylemleri bulamadık. Bulamayınca Eylem ve Ayşe'yi aradım. Eylem telefonu açmadı. Ayse'ye ulaştığımda da ‘hocam onlar yurt dışına gitti’ dedi. Hatta hatırladığım kadarıyla Eylem, Ayşe'nin telefonunu almış. Ben en son Eylem'e Mısır'dayken ulaştım. Geri dönmesi noktasında ikna ettim. İkna olmuştu ancak sonrasında kendisi çevresinden ve medyada gördüğü bilgilerden dolayı bu olayı kendi açımdan yavaşlattığımı düşünerek benimle irtibatı kesti. Ben de sonra kendisine ulaşamadım. T. ile de temas kuramıyorum çünkü annesinin yanında. Ama oğlumla en son irtibat kurduğumda Türkiye'ye dönmek istediğini bana ısrarla söylemiştir. Bu durum beni de çok üzmüştür. Psikolojim bozuldu. Vefat eden kişinin ailesine taziyeye gittim. Orada bize ilk neden irtibat kurmadığımıza dair sitem edildi. Hatta taziyeye kalabalık bir grup gittik. Ben kendisine neden gelemediğimizi anlattım. Acılarını paylaştım. Her türlü yardıma hazır olduğumu ilettim. Babası ile birbirimize telefonlarımızı verdik. Taziye esnasında Süleyman isimli biri ile irtibat kurabileceğimizi söylediler. Numarasını aldık. Sonrasında ne kadar acılarını paylaşmak ve destek olmak için irtibat kurmaya çalışsak da kendilerinin tavırları değişmişti, bizimle görüşmek istemediler.

Benim T.'yi yurt dışına kaçırmak, kaçmasına yardım etmek, kaza esnasında ve sonrasında delilleri gizlemek, saklamak ve yok etmek gibi hiçbir eylemim olmadı. Bu konuda da hiç kimseyi yönlendirmedim, hiç bir şeyi organize etmedim. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. Ben oğlumu tanıyorum. Kendisi dönmek istiyor. Annesi ile döneceklerine ve adalete teslim olacaklarına inanıyorum."

Kaynak: anka