Erdal SAĞLAM
Merkez Bankası’nın piyasa anketi önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon beklentilerindeki düşüşün devam ettiğini ancak hala istenen düzeye inemediğini gösteriyor. Bu hafta ABD Merkez Bankası FED’in başlatacağı faiz indirimi tüm dünyada etkili olacak. Buna karşılık bizdeki faiz indiriminin ancak yılsonuna doğru başlayacağı tahmin ediliyor.
Geçtiğimiz hafta Avrupa Merkez Bankası’nın yılın ikinci faiz indirimini yaptığına şahit olduk. Önümüzdeki hafta toplanacak FED de uzun zamandan sonra faiz indirimlerini başlatacak. FED’den gelecek indirimin 25 baz puan mı, 50 baz puan mı olacağını tartışılıyor. Ne olursa olsun, FED’in faiz indirimleri dalga dalga tüm ülkelerin finans hareketlerini yakından etkileyecek.
Bizim Merkez Bankamız da Perşembe günü toplanacak ama faiz indirim kararı beklenmiyor. Buna karşılık faiz toplantısı sonrası yapılacak açıklama piyasalar tarafından yakından izlenecek. Çünkü artık Merkez Bankası’nın da birkaç ay içinde faiz indirimine başlaması bekleniyor ama zamanlaması tartışmalı. İşte bu nedenle faiz açıklamasında, indirim zamanlamasına ilişkin ipucu aranacak.
Merkez Bankası’nın açıklama metninde, son açıklamalarda hep yer alan, “gerektiğinde ek sıkılaştırma yapılacak” sözünün, bu kez yer alıp almayacağı merak konusu. Bu cümlenin çıkması Ekim ya da Kasım toplantısında artık faiz indirimine hazırlandığı mesajını içerecek. Bu cümle aynen kalırsa, bu kez yine satır aralarında Merkez Bankası yönetiminin faiz indirim kararı için nelere dikkat edeceği yönünde işaretler aranacak.
İktisatçılar ve piyasa analistleri, açıklama yanında, 3 Ekim’de açıklanacak Eylül ayı enflasyon rakamlarının da faiz indiriminin zamanlamasında önemli rol oynamasını bekliyor. Piyasa beklenti anketine katılanlar Eylül ayı için yüzde 2.2 oranında enflasyon tahmininde bulunmuşlar. Yeni açıklanan Orta Vadeli Program'da (OVP) yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 38’den yüzde 41.5’e çıkarılmıştı. Piyasaların Eylül enflasyon beklentisi gerçekleşirse, yıl sonunda OVP’de yer alan rakam olmasa da yüzde 43’e inilebileceği tahmin ediliyor.
Beklenti düşüyor ama hala yetersiz
Merkez Bankası’nın yaptığı enflasyon beklentisi anketinin katılımcılarının, 2024 yıl sonu için geçen ay yüzde 43.31 tahmini yaparken, bu tahmini yüzde 43.14’e indirdiklerini gördük. Aynı ankette 12 ay sonrası TÜFE beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 28,71 iken, bu anket döneminde yüzde 27,49’a indi.
2024 yılı sonuna yaklaştığımız için, piyasa oyuncularının enflasyon beklentisinin, revize edilen resmi rakamlara yakınsaması çok normal. Ancak 2025 yılı için OVP’de yer alan hedefin yüzde 17.5 olduğunu, beklentilerin ise bunun 10 puan üzerinde olduğunu unutmamak gerek.
Piyasa beklentilerinde resmi rakamlara yakınsama var ancak önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen reel sektörün ve vatandaşın enflasyon beklentilerinin, piyasa oyuncularından bir-iki kat fazla olması beklenebilir. Daha önceki anketlerde çok farklı ve yüksek beklentilerin dile getirildiğini görmüştük.
Bu enflasyon rakamlarına bakılarak, önümüzdeki 1 yıl içinde yüzde 50 faize rağmen enflasyonun bunun yarısına inmesinin beklendiği söylenebilir. Mevcut yıllık enflasyon ise 3 Ekim’de yüzde 48’e inip, yine mevcut politika faizinin altına inmiş olacak. Vatandaşların daha çok mevcut orana bakarak, piyasa oyuncularının ise önümüzdeki yıla bakarak reel faiz hesabı yaptığını biliyoruz. Normal olanı da önümüzdeki bir yıla ilişkin rakamları baz almak ancak özellikle vatandaşın resmi enflasyon rakamlarına güveni olmadığı için, beklenen enflasyonu bugünden bakarak çok daha yüksek tahmin ediyorlar.
Normal işleyen bir ekonomide önümüzdeki yıla bakarak, aslında şu anda bile yüksek reel faiz olduğunu söylemek mümkün. O nedenle de aslında önümüzdeki aydan itibaren Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başlamasını, bazı iktisatçılar normal görüyor. Ancak hala uygulanan enflasyonla mücadele programına güven oluşmadığı için Merkez Bankası da ihtiyatlı tutum takınıp mümkün olduğunca faiz indirimlerini ötelemek istiyor.
İşte bu husus önümüzdeki dönem alevlenmesi beklenen faiz indirim tartışmalarının temel noktalarından birini oluşturacak. Bunun en önemli nedenlerinden biri önümüzdeki dönemde enflasyonun resmi tahminlere inebileceğine olan güvenin yetersiz olması. Yani, her an bu programdan geri dönülebileceğine ilişkin tedirginliğin sürdüğünü görüyoruz.
Bu ayın sonlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta yatırımcılarla biraraya gelecek. Ekonomi yönetimi, büyük ihtimalle, Erdoğan’ın yabancılara, kendi ağzından “Bu programın arkasındayız, enflasyonu mutlaka düşüreceğiz, kararlıyız” türü sözler vermesini istiyorlar. Ancak bu konudaki sicil o kadar kötü ki; Erdoğan’ın ağzından duyulsa bile güven kazanılabileceği çok şüpheli.