ERDAL SAĞLAM

Bursa’da kış turizmi için geri sayım başladı Bursa’da kış turizmi için geri sayım başladı

Ekonomide daralma kendini iyice hissettirmeye başlayınca, halkın beklentileri hızla bozulmaya, iş dünyasından gelen şikayetler de artmaya başladı. Zaten işsizlik oranları yükselmeye başlamışken, devam eden kamu zamları özellikle dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin yükünü iyice artıracak. Mevcut ekonomik programın yürütülmesinin giderek zorlaştığı bir döneme giriyoruz.

Önümüzdeki hafta Merkez Bankası’nın Ağustos ayı faiz toplantısı yapılacak. Yapılan piyasa anketleri yüzde 50’lik politika faizinin korunacağı yolunda. Anketlerde bununla birlikte piyasa oyuncularının enflasyon beklentileri soruluyor. Piyasanın bu yıl sonu enflasyon hedefinin, uzun aradan sonra, ilk kez arttığı görüldü. Faiz kararlarında daha etkili olacak 12 ve 24 y sonrası enflasyon tahminlerinde ise daha önceki hızlı düşüşün duraklamaya başladığını gördük.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yıl sonu enflasyon beklentisi hafif artsa da 12 ve 24 ay sonraki beklentilerdeki düşüşe vurgu yapıp, yıllık enflasyonun hızla düşeceğini söyledi. Ancak 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerdeki düşüş hız kesti. Bundan önemlisi; 2 yıl içinde enflasyonun tek haneye inmesi hedeflenmişken, beklentiler hala 2 yıl sonrasında yüzde 19’u gösteriyor. İktisatçılar bu beklenti sonuçlarının, piyasanın enflasyonun yüzde 20'nin altına indirileceğine inanmadığını gösterdiğini söylüyorlar. Ekonomi yönetiminin biran önce önemli yapısal tedbirler ve reformları devreye sokmaması halinde, tek hanenin hayal olacağı belirtiliyor. Bu konuda, çalışmaları süren yeni OVP’de hangi tedbir ve reformların yer alacağı ve yeni vergi paketlerinin gelip gelmeyeceği yakından izlenecek.

 Piyasa enflasyon konusunda en iyimser olan kesim. İş dünyasının enflasyon tahminleri genellikle piyasanın 1,5 katı daha yüksek çıkıyor. Halkın enflasyon beklentisi ise piyasa beklentilerinin 2 katından bile daha fazla. Faiz kararlarında piyasa beklentileri en ağırlıklı rolü oynayan kesim ama piyasanın da enflasyonda moralinin bozulmaya başladığına dair işaretler alındığı da açık.

Halkın ve iş dünyasının memnuniyet durumunu gösteren bir çok anket yapılıyor. Son dönemde halkın beklentisini gösteren tüketici eğilimi anket sonuçlarındaki gerileme ciddi boyutlara ulaşmaya başladı. Tüketicinin önümüzdeki döneme ilişkin harcama umudunun ile bozulduğunu görüyoruz. Halkın satın alma gücünün azalmasına bağlı olarak iş dünyasından gelen şikayetler de artıyor. Başta KOBİ’ler olmak üzere, kredi faizleri nedeniyle finansman sıkıntısı daha çok dile getirilmeye başladı. İş dünyası temsilcileri finansman sıkıntıları yanında, yeni vergi düzenlemeleri ile ilgili şikayetlerini de artırdılar.

 Daralma faiz tartışmasını büyütebilir

 Merkez Bankası’nın bu haftaki toplantıda faiz değiştirmesi beklenmiyor. Buna karşılık faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı tartışmalarının devam edeceği anlaşılıyor. Piyasa oyuncularının beklentisinin Kasım ve Aralık aylarında indirim yapılacağı noktasında yoğunlaştığı görülüyor. Çok önemli bir bozulma olmaması halinde, Ekim ayında enflasyonun yüzde 50’nin altına ineceğini, ardından da faiz indirimlerinin, küçük oranlarda başlayacağını söyleyebiliriz.

Ancak o zamana kadar, politika faizini indirmese de, Merkez Bankası’nın kredi faizleri konusundaki mevcut sıkılığı biraz gevşetmesi söz konusu olabilir. Çünkü Merkez Bankası’nın bankalara kredi artışları konusunda sert sınırlama getirmesinin KOBİ’lerin kredi almasını zorlaştırdığı belirtilerek, bir süredir bu sınırın kaldırılması isteniyor. Merkez Bankası iç talebin daha da düşürülmesi için bu sınırlamayı kaldırmayı şimdiye kadar kabul etmedi. Ancak bu konuda gelen şikayetlerin iyice büyümesi üzerine bir adım atılabilir.

 Kredilerinde gevşeme talebinin yanısıra, son dönemde iş dünyası enflasyon muhasebesi konusunda Maliye’nin yaptığı son düzenlemelerin de geri alınmasını istemeye başladı. Bu düzenlemenin iş dünyasının vergi yükünü çok artıracağı, zaten işlerin zora girdiği bir süreçte bundan vazgeçilmesi isteniyor.  Ayrıca çok kısa bir süre içinde, şirketlerin bu beyannameleri hazırlamak için mali müşavirler açısından da sıkıntı çekecekleri iddia ediliyor.

Maliye ve Hazine Bakanı Şimşek’in bu konudaki tavrı merak ediliyor. Bakan Şimşek, Cumhurbaşkanı’nın engellemesi nedeniyle, bütçe açığını artırmak için planladığı tedbirlerin çoğunu hayata geçiremedi. O nedenle de hem denetimleri artırıp, hem enflasyon muhasebesi gibi bu tür düzenlemelerle tahsilatı artırma yolunu seçti. Bu uygulamadan vazgeçildiği takdirde enflasyonla mücadeleye bütçe yoluyla mali destek verilmesi de iyice zora girmiş olacak. Bu da doğal olarak enflasyon beklentilerini bozup, daha uzun süre sıkı para politikası uygulamasını beraberinde getirebilir.

Unutmayalım ki; Bakan Şimşek şirketlerden ve varlıklı kesimlerden gelir sağlayamayınca, vergileri ve herkesin kullandığı kamu mallarına zammı devreye sokuyor. Yani varlıklı kesime güç yetirilemeyince, dar ve sabit gelirliler, çalışan ve emeklilerin yükü iyice ağırlaştırılıyor. Bu tercih de; iktidarın dayandığı ve korumak istediği ayrıcalıklı dar kesimler için, geniş kesimlerin yoksulluğunu nasıl göz ardı ettiğini, açıkça ortaya koyuyor.

 

Kaynak: anka