(ANKARA) - İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu’nun Can Atalay hakkındaki soru önergesine yanıt veren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Tüm yetki ve sorumluluk yargı mercilerine aittir. Bununla birlikte, açılan davalara ilişkin yapılan yargılamalar Anayasa’nın 9. ve 138. maddelerindeki yetki ve teminata dayalı olarak görev yapan bağımsız ve tarafsız mahkemelerce sürdürülüp sonuçlandırılmaktadır" dedi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, Yargıtay’ın Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin ikinci kez verdiği ‘hak ihlali’ kararına uymamasına tepki göstermiş ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a yanıtlaması istemiyle ocak ayında soru önergesi vermişti. Zorlu, “Yürürlükte olan Türk Anayasası’nın 153.maddesi iptal edilmiş midir? Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu kaldırılmış mıdır? Yargıtay’da kesinleşmiş bir kararın ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkânı sunulmuş olan Türk vatandaşları hakkında Anayasa Mahkemesi’nin lehe verdiği karara bağlayıcılık kazandıran mercii neresidir? Bir Türk vatandaşının Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Bölge Adliye/İdare Mahkemeleri veya ilk derece mahkemelerinin o kişi aleyhinde vermiş olduğu karara 'uymama' hakkı bulunmakta mıdır" sorularını yöneltmişti.
"Tüm yetki ve sorumluluk yargı mercilerine aittir"
Önergeye yanıt veren Adalet Bakanı Tunç, "İşlendiği iddia edilen bir suçla ilgili delillerin takdiri ve olayın vasıflandırılması da dâhil olmak üzere, soruşturma yürütülmesi, koruma tedbirlerine başvurulması ve sonucuna göre kamu davası açılmasında tüm yetki sorumluluk yargı mercilerine aittir. Bununla birlikte, açılan davalara ilişkin yapılan yargılamalar Anayasanın 9. ve 138. maddelerindeki yetki ve teminata dayalı olarak görev yapan bağımsız ve tarafsız mahkemelerce sürdürülüp sonuçlandırılmaktadır" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Zorlu’ya verdiği yanıtlar şöyle:
“Anayasanın ‘Yargı yetkisi’ kenar başlıklı 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağı;
‘Mahkemelerin bağımsızlığı’ kenar başlıklı 138. maddesinde, hâkimlerin görevlerinde bağımsız oldukları, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı; görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamayacağı, görüşme yapılamayacağı veya herhangi bir beyanda bulunulamayacağı;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun ‘Soruşturmanın gizliliği’ kenar başlıklı 157. maddesinde, Kanunun başka türlü hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli olduğu;
‘Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi’ kenar başlıklı 160. maddesinin birinci fikrasında, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen gerçeğini araştırmaya başlayacağı;
‘Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri’ kenar başlıklı 161. maddesinin birinci fıkrasında, Cumhuriyet savcısının, doğrudan doğruya veya emrindeki adli kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabileceği;
‘Kamu davasını açma görevi’ kenar başlıklı 170. maddesinin birinci ikinci fıkralarında ise, kamu davasını açma görevinin, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirileceği; soruşturma evresi sonunda toplanan delillerin, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturması halinde, Cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenleneceği hükümlerine yer verildiği malumlarıdır.
Sözü edilen bu düzenlemeler çerçevesinde, işlendiği iddia edilen bir suçla ilgili delillerin takdiri ve olayın vasıflandırılması da dâhil olmak üzere, soruşturma yürütülmesi, koruma tedbirlerine başvurulması ve sonucuna göre kamu davası açılmasında tüm yetki sorumluluk yargı mercilerine aittir. Bununla birlikte, açılan davalara ilişkin yapılan yargılamalar Anayasanın 9. ve 138. maddelerindeki yetki ve teminata dayalı olarak görev yapan bağımsız ve tarafsız mahkemelerce sürdürülüp sonuçlandırılmaktadır.”