'KARDEŞİM SAVAŞMAYI BIRAKMADI'
Ömer Asaf'ın diğer ablası Hatice Çelik, "Yoğun bakımlık olduk, kalbi durdu. Tüm umudumuzu kesmiştik. Buradaki ekip, bize umut oldu, kardeşim de savaşmayı bırakmadı. Bizim tereddütlerimiz vardı; 'Olsun mu, olmasın mı, nasıl olacak?' Fakat ekibi görünce 'Daha iyisi olamaz' dedik. Bu kadar erken, bu kadar temiz, bu kadar steril. Çok fazlasıyla memnunuz. Allah, hepsinden razı olsun. Henüz 1 senemiz dolmadan hemen hemen bütün hastalığını atlattı. Şu an her şey gayet iyi. Çok mutluyuz. Bu duyguları kelimelere dökmek çok zor. Gerçekten çok kötü bir süreçti. Allah, kimseye yaşatmasın. Gözlerinizin önünde küçük bir çocuk hayat veriyor ve burada onunla gerçekten kendi çocuklarıymış gibi ilgilenen bir sürü insan var. Hemşireler, doktorlar olsun; titizlikle çalıştılar. Allah, hepsinden razı olsun" dedi.
'KAN HÜCRELERİ TAMAMEN DÜZELDİ'
Kemik iliği sürecini yöneten, transplantasyon ünitesinin sorumlusu Doç. Dr. Ayşenur Bahadır, Ömer Asaf'ın kan hücrelerinin tamamen düzeldiğini ve sağlığına kavuştuğunu söyledi. Bahadır, "Hastamıza daha yoğun bir tedaviye başladık. Tedavinin devamında bu hastaya kemik iliği nakli yapılması gerekiyordu çünkü yüksek riskli bir hastaydı. Hastamıza, başarılı bir şekilde ablasından kök hücre toplayarak kemik iliği nakli yaptık. Nakil sürecimiz oldukça başarılı geçti. Şu anda hastamızın kan hücreleri tamamen düzeldi ve sağlığına kavuştu. Hastamızı sağlıklı bir şekilde taburcu edeceğiz. Daha önce bölgemizde kemik iliği nakli yapılmıyordu. Bu hasta aynı zamanda ilk oldu. Hastalarımız kemik iliği nakli yapılamadığı için İstanbul, Ankara gibi uzak şehirlere gitmek zorunda kalıyordu. Hem maddi hem de manevi olarak oldukça zor koşullarla karşılaşıyorlardı. Burada kemik iliği nakli yapınca hastamız hem şifasına kavuştu hem de ailesi çok uzak yerlere gitmenin külfetinden kurtulmuş oldu" diye konuştu.