Bülten

Prag'da "15 Temmuz" anma töreni... Türkiye'nin Prag Büyükelçiliğindeki törene eski Çekya Cumhurbaşkanı Vaclav Claus da katıldı

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu hainlerin 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe girişiminin 8. yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin Prag Büyükelçiliği’nde, 15 Temmuz şehitlerini anmak ve "Sivil Demokrasi Bayramı"nı kutlamak amacıyla tören düzenlendi. Törene, Prag Büyükelçisi Egemen Bağış, Çekya’nın eski Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus, 30’u büyükelçi düzeyinde 40’ı aşkın ülkenin diplomatı ve davetliler katıldı.

(ANKARA) - Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu hainlerin 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe girişiminin 8. yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin Prag Büyükelçiliği’nde, 15 Temmuz şehitlerini anmak ve "Sivil Demokrasi Bayramı"nı kutlamak amacıyla tören düzenlendi. Törene, Prag Büyükelçisi Egemen Bağış, Çekya’nın eski Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus, 30’u büyükelçi düzeyinde 40’ı aşkın ülkenin diplomatı ve davetliler katıldı.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Prag Büyükelçiliği'nde tören düzenlendi. Törende konuşma yapan Büyükelçi Egemen Bağış, şunları kaydetti:

"Demokrasi ve özgürlük, Türkiye ile Çekya'yı birleştiren en önemli değerlerdir. Her iki ülke de halkları için bu ortak değerleri sağlama arayışında büyük fedakarlıklar yapmıştır. Türkiye, dünyanın en enerjik ve güçlü demokrasilerinden birine ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye'nin demokrasi ve özgürlüğe kavuşma yolculuğu hiç kolay olmamıştır. Bu haklar bize verilmedi, mücadele ettik ve kazandık. Milletimizin asırlık özgürlük ve demokrasi arayışı hiçbir zaman sarsılmadı, akamete uğramadı.

"O gece bütün Türkler demokrasi için birleşti"

15 Temmuz, vatandaşlarımızın Gülenci terör ve casusluk örgütüne (FETÖ) karşı sergilediği kahramanca direnişin 8. yıl dönümüdür. Bir FETÖ cuntası, 250'den fazla vatandaşımızın ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açan şiddetli bir darbe girişimiyle demokratik olarak seçilmiş hükümeti devirmeye çalışmıştır. O gece dünya, farklı siyasi görüş ve yaşam tarzlarından Türklerin demokrasi, istikrar ve özgürlüklerini savunmak için birleştiğine tanık olmuştur.

"FETÖ, dünyanın dört bir yanında dindar insanları manipüle ediyor"

Pensilvanya'da yaşayan ve kendi kendini sürgüne gönderdiğini iddia eden bir tarikat lideri olan Fethullah Gülen, FETÖ'nün elebaşı ve 2016 darbe girişiminin arkasındaki beyindir. Tarikatı, benzeri görülmemiş bir küresel erişime ve sivillerin canına kasteden bir iradeye sahiptir. Gülen'in müritlerinin beyinleri, liderlerinin ilahi güçlere sahip olduğu ve tarikatlarının çıkarlarının herşeyin üstünde olduğu inancı ile yıkanmıştır. FETÖ, tamamen siyasi iktidar peşinde koşan bir tarikat sistemiyle dünyanın dört bir yanındaki dindarları manipüle etmektedir.

"55 polisimiz ve 250'den fazla vatandaşımız şehit oldu"

Silahlı Kuvvetlerimiz içindeki FETÖ’cü teröristler, o gece masum sivillere karşı ölümcül güç kullanmaktan çekinmediler. Ülkemizin seçimle iş başına gelmiş Cumhurbaşkanı'na suikast girişiminde bulundular, Başbakan konvoyuna saldırdılar, başkentimiz Ankara'da TBMM'yi F-16 savaş uçaklarıyla bombaladılar. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, MİT binaları ve Emniyet Genel Müdürlüğü de saldırıya uğradı. Türkiye'nin en önemli terörle mücadele operasyon birimi olan Ankara'daki Polis Özel Harekât Merkezi bombalandı, olay yerinde 55 polisimiz şehit oldu, yüzlerce kişi yaralandı.

Ankara ve İstanbul'da darbe girişimini protesto eden 250'den fazla sivil vurularak öldürüldü. FETÖ darbecileri, kamu ve özel iletişim kanallarını ve televizyon kanallarını da hedef aldı. Olayların ardından tüm deliller, soruşturmalar ve mahkeme duruşmaları, Türkiye tarihinin en kanlı terör saldırısının, Fethullah Gülen'in doğrudan talimatıyla FETÖ tarafından düzenlendiğini gösterdi. Darbeye karışan tüm kilit isimlerin Gülen yandaşları olduğu kanıtlandı. Tüm yasal işlemler, hukuk devleti ilkelerine ve yasal sürece uygun olarak tamamlanmıştır.

"15 Temmuz'da yeni kahramanlar doğdu"

15 Temmuz 2016 gecesi yeni kahramanlar doğdu ve Türkiye en karanlık saatlerinden birinde hangi ülkelerin halkımızın yanında olduğunu gördü. Bu bağlamda müttefikimiz Çekya'ya, Türkiye'nin ve ortak değerlerimizin yanında yer aldığı için şükranlarımı sunuyorum. Darbecilerin yönetimindeki F-16’ın bombardımanı sonucu zarar gören TBMM'nin Çek yapımı kristal avizelerini gönüllü olarak onaran Çek müttefiklerimize içtenlikle minnettarız.

"Çek makamlarını, FETÖ ile mücadeleye davet ediyorum"

FETÖ'nün değerleri, Batı’nın ve Türkiye’nin ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Çek makamlarını, Çekya'daki Gülen bağlantılı örgütlere karşı gerekli önlemleri almaya davet ediyorum.

FETÖ son dönemde önemli bir dönüşüm geçirmiştir. Türkiye'deki varlığını büyük ölçüde sıfırlayan örgüt, halihazırda yurtdışındaki yapılanmalarıyla ayakta kalmaya gayret etmektedir. 38 ülkedeki FETÖ bağlantılı okullar ya kapatılmış ya da ilgili ülkeler tarafından devralınmıştır. FETÖ, imajını iyileştirmek için okullarını ve uygun ücretli eğitimi bilinçli olarak kullanmaktadır. Ancak FETÖ'nün bu okulları birer mürit devşirme merkezi olarak kullandığı da tartışılmaz bir gerçek. Radikal ideolojileri, Çekya dahil FETÖ okullarına ev sahipliği yapan her ülke için bir ulusal güvenlik tehdididir.

Ne yazık ki Prag'da 'Meridian' adlı 'sözde' bir okul bu terörist şebekeyle bağlantılıdır. Çekya Eğitim Bakanlığı'nın bu yapının olası tüm yasadışı faaliyetlerini engellemek için gerekli tedbirleri alacağını temenni ediyoruz.

Bu özel yıl dönümünde, tek amacı demokrasiyi ve özgürlüklerini korumak olan vatandaşlarımızın despotizme hizmet eden tankları ve savaş uçaklarını bozguna uğrattığı, darbe girişimine karşı alınan eşi benzeri görülmemiş bu eşsiz sivil zaferi saygıyla anıyoruz.

"Avrupa'da bir ilki yaşıyoruz"

Bugün, Cumhurbaşkanı Václav Klaus'u konuk konuşmacımız olarak sizlere takdim etmekten gurur duyuyorum. Dünyada olmasa da Avrupa'da bir ilk yaşıyoruz. Bir Cumhurbaşkanı “15 Temmuz Anma Programı”nda bir Türk sefaretinde ilk kez konuşma yapıyor.

Cumhurbaşkanı Klaus, bu ülkenin kurucularından biri olduktan sonra ülkesine Bakan, Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı olarak hizmet etmiş gerçek bir devlet adamıdır. Kendisini ülkemin ve şahsımın dostu olarak adlandırmaktan gurur duyuyorum. Sözlerimi sonlandırırken, dünyanın her yerinde demokrasi ve özgürlük için hayatlarını hiçe sayan tüm kahramanları selamlıyorum."

"Dünyada Türkiye'nin rolü vazgeçilmez"

Prag Büyükelçisi Dr. Egemen Bağış’tan sonra söz olan Çekya’nın eski Cumhurbaşkanı Vaclav Claus, Türk-Çek ilişkilerini önemine değinerek, Avrupa ülkelerine önemli mesajlar verdi. Claus, şöyle konuştu:

"Yedi yıl önce Türkiye'de yaşananları hatırlamak konusunda konuşmak bir Orta Avrupalı için hiç de kolay olmasa da bugünkü anma toplantısında birkaç söz söyleme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Bu konuda konuşmak kolay değil çünkü bugün Avrupa'da ana akım olmayan ve siyasi açıdan doğru olmayan görüşlerin özgürce ifade edilmesinin giderek zorlaştığı bir dönemde yaşıyoruz.

"Kendimi Türkiye'nin dostu olarak görüyorum"

Her ne kadar bir Türkiye uzmanı olmasam da kendimi Türkiye'nin bir dostu olarak görüyorum. Sadece birkaç resmi devlet ziyareti vesilesiyle ve muhtelif konferanslarda konuşmacı olarak Türkiye’de bulundum. Türkiye'ye hiç turist olarak gitmedim ve ziyaretlerimde iki ya da üç günden fazla kalmadım. Türkiye‘nin kırsal bölgelerini bilmiyorum, Antalya'daki plajları bilmiyorum ve Ağrı Dağı’nı batıdan ya da Türklerin gördüğü gibi görme fırsatım hiç olmadı.

İstanbul'un tarihi eserlerini, ünlü çarşısını ve sürekli trafik sıkışıklığının yaşandığı kalabalık ama aynı zamanda samimi sokaklarını çok seviyorum. Her köşe başında beklenmedik bir şekilde beliren denizini, vapurlarını ve teknelerini seviyorum. Türkiye’de kendimi her zaman “dost Doğu'da“ hissediyorum. Ve en önemlisi, Türkiye‘de ülkelerini gerçekten seven pek çok dost ve akılcı siyasetçi tanıdım.

Türkiye'deki günlük siyasi hayatın ayrıntılarını takip etmiyorum. Bunun tek nedeni başka konularla yeterince meşgul olmam değil. Siyasi hayatım boyunca egemen ve bağımsız bir ulus-devletin anlamlı bir siyasi düzen için vazgeçilmez bir temel olduğunu o kadar güçlü bir şekilde vurguladım ki, başka ülkelerin ve kendi ülkemin vatandaşlarını tehlikeye atmadığı sürece her ülkenin iç siyasetine saygı duyuyorum. Bu nedenle iç siyasi konulara ilişkin herhangi bir tavsiye ya da öneride bulunmaktan imtina ediyorum.

Bir ülkeyi dışarıdan değerlendirmek zordur, ancak ben temel sezgilerime ve oldukça köklü olan siyasi deneyimime dayanan analitik değerlendirmelerime güveniyorum. Bu nedenle yedi yıl önce Türkiye'de demokrasiyi ve siyasi kurumları başarıyla savunan ve ülkeyi istikrarsızlaştırma girişimlerini kararlılıkla reddedenler ile aynı safta olmaktan memnuniyet duyuyorum. Ayrıca, dış müdahale konusunda son derece ihtiyatlıyım ve kayda değer bir yabancı müdahale şüphesi olduğunda buna kayıtsız şartsız karşıyım. Bu konuda son derece hassasım. Geçen yıl Türkiye’de yapılan seçimler, Türkiye halkının kendi hükümetini ve Cumhurbaşkanını desteklediğini açıkça ortaya koydu. Bu benim için en önemli argümandır.

"Türkiye uluslararası politikada etkin ve güçlüdür"

Türkiye son dönemde uluslararası politikada güçlü, etkin ve saygın bir oyuncu haline gelmiştir. Hem Ukrayna savaşında hem de Gazze'deki trajedide görebileceğimiz gibi Türkiye’nin jeopolitik rolü vazgeçilemez niteliktedir. Hem Ukrayna hem de Gazze meselelerinde müzakerelerin ciddiyetle başlamasını ümit ediyoruz. Türkiye'nin istikrarsızlaştırılması bu anlamda geriye doğru atılmış bir adım olurdu ve başta Orta Doğu olmak üzere tüm dünyanın istikrarını tehdit ederdi.

Geçtiğimiz Şubat ayında İstanbul'da düzenlenen Marmara Forumu'nda bu bağlamda şu sözleri söyledim; 'Ülkeniz büyük güçlerin hamlelerini beklememelidir. Onlar bu bölgeye ait değiller, bu bölgeyi hissetmiyorlar ve anlamıyorlar. Onlar kendi çözümlerini, kendi önceliklerini ve kendi çıkarlarını savunuyorlar. Ülkenize faaliyetlerinizde başarılar diliyorum.' Bu cümlenin defalarca tekrarlanması gerektiğini düşünüyorum.

Çek siyasetçiler olarak birçoğumuz, ülkemizdeki T.C. Büyükelçiliği ve özellikle de ülkelerimiz arasında dostane, üretken ve iki ülkenin de çıkarlarına yönelik ilişkiler kurmaya çalışan ve bunda da oldukça başarılı olduğunu söyleyebileceğim Büyükelçi Sayın Dr. Egemen Bağış ile iyi ilişkilere sahip olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bugünkü toplantı da bunun bir örneği niteliğindedir.

ADVERTORIAL YAYIN